Genel Haber Girişi : 19 Ekim 2020 17:25

Çiftçi çözüm istiyor

Çiftçi çözüm istiyor
Kırsalda yaşayan çiftçi, ürettiği ürünün, emeğinin karşılığını alamadığı, giderlerinin her geçen gün arttığı için çiftçiliği bırakarak şehre göç ediyor. Son yıllarda Erzurum’da olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanındaki çiftçiler bir bir azalmaya devam ed

Kırsalda yaşayan çiftçi, ürettiği ürünün, emeğinin karşılığını alamadığı, giderlerinin her geçen gün arttığı için çiftçiliği bırakarak şehre göç ediyor.
Son yıllarda Erzurum’da olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanındaki çiftçiler bir bir azalmaya devam ediyor. Türkiye genelinde üretim yapılan tarım arazisi, her ne kadar istatistiki verilere göre fazla olsa da gerçekler çok acı. Maalesef, tarım arazisi olarak görülen onlarca dönüm tarla boş. Bu durum hemen hemen de aynı şekilde hayvancılıkta da geçerli.

DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
Hayvancılık ve tarım arazisindeki bu azalmanın temel sebebinde ise birkaç farklı sebep gösterilebilir. En baştaki sebep olarak maliyetin artması ve buna karşılık da gelirin düşmesi olsa da devamında izlenen yanlış politikada gösterilebilir. Sonuçta ortaya çıkan tablo da ise Türkiye üretimde her geçen gün düşerken, maliyetlerde her yıl bir tık daha artıyor.
KAYBEDİYORUZ
Son yıllarda marketler ve manavlarda ve hatta pazarlarda satılan birçok üründe bu durumun etkisini fazlasıyla görülüyor. Fiyat etiketlerindeki birçok ürün resmen tavan yapmış durumda. Çiftçinin üretimi durdurup şehre göçmesiyle birlikte tüketim miktarı da maalesef yüksek rakamlara ulaşmış halde. Burada çözüm olarak ise, üretime yapılacak bir doping olarak görülüyor.

PROJELER YANLIŞ
Söz konusu sorunun farkında olan yetkili merciler bu durama önlem olarak bazı müdahalelerde bulunmaya çalışıyorlar. Bu çapalardan bazıları bilindiği gibi, genç çiftçi desteklemeleri, tohum, ahır desteklemeleri, köye yeniden yerleşip üretime başlayanlara büyük desteklemeler gibi birçok faaliyet, proje hayata geçiriliyor. Ancak gerçekleştirilen çalışmalar maalesef kayıpları önlemiyor. Bunun temel sebebi ise, üreticinin maliyetleri düşmüyor ve en önemlisi de üretilen ürün zararına satılıyor.

MAALESEF SONUÇ BU!
Bir çiftçi durum hakkında şöyle konuştu, “Ben 40 yaşındayım ve bu işin içinde doğdum. Koyunlarımız, büyükbaşlarımız vardı. Dönüm dönüm arazilerimiz hala var. Yıllarca bu işi yaptık. Babam vefat etmeden hemen önce hemen hemen de tüm kontrolü bana aktarmıştı. O zaman bu zamana sadece ben yapıyorum. İlk zamanlar işlerde sıkıntı yoktu. Yapıyor, ediyor ve kazanıyorduk. Fakat son birkaç yıldır işler iyice sarpa sardı. Şu anda bir ineğin fiyatı 4-5 bin TL’den satılıyor. Bundan bir yıl önce aynı inek yine 5 bin TL’ydi. Yine bundan 2 yıl önce aynı inek 7 bin TL’ydi. O yıllar 7 bin TL’ye sattığımız ineğin bize maliyetin 2-3 bin TL’ydi. Şu anda bu maliyet arttı ve buna karşılık gelir dibe vurdu. Yine aynı şekilde inekten aldığımız ek gelirlerde azaldı. Süt satardık, yağ satardık, yoğurt satardık, peynir satardık. İnanın, markette gördüğünüz aynı ürünü biz neredeyse bedavaya veriyoruz. Sıkıntının temelinde alıcı bile yok. Fakat markette her şey ateş pahası ve alıcısı çok. Şartlar bu kadar çok bizim aleyhimize dönünce bizde artık pes ettik ve şehre göçmeye karar verdik. Artık şehre yerleşip orada bir iş bulup çalışmaya karar verdik.” diye anlattı.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.