Simamiz karakterimizi fillerimizi huyumuzu bildiren en iyi tablodur. Yüz yapısı insanın yaşamındaki meyyal olduğu işleri yapabileceklerini karakterini belirler. Dünyaya gelmiş bütün insanlarda bir benzeme bulunmazken herkesin bir burnu bir ağzı aynı şakağı aynı kulağı olmasına rağmen birbirine benzemeyen huyları vardır. Psikologlar emniyet mensupları gibi bu konuyla ilgili meslek dalları bu işe özel yetenekli insanları tayin ederek uzmanlaştırırlar. Birinin işlediği suçu yada suçu kimin işlediğine karar verirken insanin yüz yapısından hareketle işi çözebilme yeteneğine sahip uzmanlardan yararlanıyorlar. Bu işi marifetname gibi anatomik yapıyla alakalı bilgiler içeren kitaplardanda okumuştum. Saçının sarı olması kibirli olmasına, gözünün çukur olması çekingen olmasına sebep olur gibi uzun bir konuda incelemek mümkündür. Emniyetin cinayet masalarında görevlileri bir bakışta suçluyu tespit edebildikleri gibi yakın tahminlerde de bulunabilirler. Özellikle ifadeler doğrultusunda robot resmi çizen uzmanlar konuyla ilgili psikologlar suçluyu yada suça meyyal olanları tahmin edebilirler yüz yapılarından. Yüzümüz bizi ele veren resimdir aslında. Gülenle sırıtanın ayrı niyetlerini okuyabilme yeteneğine sahip insanlar kimin neyi yapıp neyi yapamayacağını bilirler. Uzmanlık alanı çok farklı olan bu konu hakkında fikir beyan etmek biraz zor olsa da dinlediğim ve okuduğum kadarıyla söylemek isterim ki yaratıcı kudret hic bir şeyi asla tesadüfen yaratmamıştır. İşin her hangi yönünden bakarsan bak bir hesap ve hendese işi olduğu aşikardır. Bize niyetlerimiz ve amellerimiz hakkında şifreler yükleyen kudreti anlayabilme yeteneği veren kuvvetin büyüklüğü asla tartışılamaz. Yüz ölçümümüz neyse kişiliğimiz odur.