Öldürme iç güdüsü hepimizde vardır. Kim derse ben öldürmem yalan söyler. İnsan öldürmezsin ama hayvan öldürürsün mesela. Belki devasa hayvanlar değildir hedefin ama gayri ihtiyaride olsa öldürüsün. Et ihtiyacını başkasının öldürdüklerinden temin ediyorsan öldürmeyle işin bitmiş sayılmaz. Seni ısıran haşereyi öldürürsün mesela. Belki hijyen için bakteri yada mikrop öldürürsün. Günlük hayatta ölününe sebep olduğumuz tonlarca yada binlerce canlı vardır. İllede ateşli silahla sokak ortasında ölüm saçmak değildir mesele. Yaşamak için gerekeni öldürüsün. Birkaç gündür haber kaynalları aracılığıyla izlediğimiz katil zanlısı var. Tabi bu kaçıncısı ama bunun farkı var biraz. Kendini savunurken sarf ettiği “öldürmek istiyorum” ifadesi elbette. Cezai ehliyeti için uzman heyetin açıklamsı geldi bu gün haber kaynaklarına. Adamın akıllı olduğuna hükmetti heyet. Savunma amaçlıda olsa aşikar söylediği ödürme isteği, içimizde bir yerlerde saklı hepimizin. Kızdığımızda sarıldığımız tehditlerin başında gelmektedir öldürmek. Yaşamak için balığı kuzuyu, barınmak için ayıyı çakalı, rahat etmek için sivri sineği keneyi öldürürüz. Kısacası yaşamak için öldürürüz. Adımız katil değildir elbette. Dini ritüellerin insani değerlerin ön planda tutulduğu yaşama standardını aştımı “katil” gurubuna girersin. Ama balık tutarsan, ördek avlarsan adın avcıdır. Et için kesersen doğrarsan adın kasaptır. Kimse sana katil demez. Çünkü yaşamak için elzem olan gıdanın temininde yani yaşam standardı dahilinde öldürmüşsündür. Her ne olursa olsun biz insanlar yaşamak için öldürürüz. Ardımıza bile bakmayız.