Bazen tadı ağzınızda kalır ya... Hafta sonu arkadaşlarla Diyarbakır turumuz vardı. Geçen yıl Tarsus’a Danyal Aleyhisselam’a gitmiştik. Dönerken Eyyûb peygamberi ziyarete niyetlendik ama nasip olmadı. Dünkü programımız onun içindi ve çok keyifli bir geziydi. Eğil’de iki peygamber ile bir nebiyi, Diyarbakır’da 27 sahabeyi ve Urfa Viranşehir’de Hz. Eyyûb Aleyhisselam’ı ziyaret ettik; tadı ağzımızda kaldı. O manevi havayı, o atmosferi size anlatma şansım olsaydı muhakkak ki o lezzeti size tarif ederdim ama onun bir tarifi yok. O kokunun bile bir benzeri yok. O lezzet maalesef yarıda kaldı neden derseniz anlatması da zor olacak ama yüzeysel olarak şöyle tarif edeyim. Sizin için kıymetler üstü, manevi hazzınızın mimarları yanınızda iken ona saygısızlık mesabesinden çok ötede adeta hadsizlik ederek ziyarete gelenler oluyor. Hadi sokakları anladık ama insan o kıyafetle o makama gelmemeli. Çırılçıplak kadınlar hiçbir korunma ve örtünme gereği duymadan o mübarek zatların yanına giriyorlar. İnsanın evinde dahi giyemeyeceği hatta cesaret edemeyeceği kıyafetler giyerek utanma ve hayadan argın, maneviyattan bîhaber o makamlardan nasipsiz bir şekilde oraları kirletiyorlar. Kirletiyorlar diyorum çünkü gerçekten pislik derecesine varan bir hadsizlik, şuursuzluk bilinçsizlik ile kıyas edilemeyecek materyallerle karıştırıyorlar o makamları. Oradaki görevli olan insanların dahi demokratik hak adı altında ne bir uyarı ne bir itiraz ne de bir engelleme faaliyetleri yok. İnsan en çok da buna üzülüyor. Lezzetinizin, keyfinizin zirvesini kıran o nahoş görüntülere gerçekten çok üzüldüm. Allah’ın peygamberinin huzuruna utanmadan, hayasızca çıkmanın ne bir demokratik hak ne de özgürlükle anlatılacak bir durumu yok. Kendi kendime yazıklar olsun dedim. Kendime dedim bunu çünkü ben de onlara bir itiraz edemeden mırıltıyla iç dünyamda sadece kızdım. Oysa Cibril hadisinde aleni olarak bir iman metre marjı konulmuş. Benim imanım bu kriterlerin hiçbirine uymadı. Mümin olarak o itiraz mekanizmamın çalışmayışı beni hayli üzdü. Sadece buğz edebildim içimden. Bana da yazıklar olsun, onları oraya sokana da yazıklar olsun, o hayasızca dolaşanlara da yazıklar olsun. Lezzetimiz yarıda kaldı maalesef.