Al çuhanın kenarında kare ben ne dedimde gücendirdim Yare Ben on parmağım kandil ettim mum ettim el yarandı Yaranamadım Yare ben!!
Öyle demiş şair. Kıymet bilmemek yada kıymeti bilinmemekte problem. Yaranmak, yada yaranmaya çalışmak bir hastalık oldu bizde. Çıkar ilişkilerinin dışa vurma durumu olan yalama davranışlar, aslında bir karakter meselesi ve kimlik hastalığıdır. Bu sinsi virüs içimize öyle kötü yerleşti ki son yıllarda, tedavisi mümkün olmayan imani dertlere sebep oldu. Hatta bu mesele kutsallarımızın önüne geçerek milli reflekslerimizi bile bitirdi. Geçtiğimiz günlerde İBB başkanı İmamoğlu yurt dışında bir konuşma yaptı. Çok üzüldüm ülkem adına, insanlık adına. Adam birilerine yaranma hesabıyla vatanını ve kendine oy veren milletini kefeye koydu.
Sırf yaranma adına bu denli sıradanlaşan yöneticilerin eline bıraktığımız onurumuz kırıldı. Çok öfkelendim ama zamanın gerek tirdiği dik duruşu bekle diğimiz insanların ateş görmüş plastik gibi eğilip bükülmeleri bizi hayli kaygılandırdı. Ya genetik kodka rımızda tahribat yapıldı, yada insanlık başka yerlere evrildi. Zaten evrim hikayeleriyle büyüttükleri neslin ürünleri bu günkü çarpıklıkları doğurdu.
Bebeklerimize yedirdiğimiz ekmek paparasıyla aptamilleri değiştiğimiz gün, pazen donlarından çıkarıp çocuk bezlerine sarmaladığımız gün renginden anlayamaz olduk adam olma yacakları.
Kıvrımları elbiselerin dışından belli olanların yalamalıkları, bizimde onurumuzu kırmaya başladı.