Dünya da rahat etmek adına Dünyanın derdini çekmek akıl kârı olmasa gerek. Bir meşgaleden diğerine, ötekinden, berisine çılgınca akan bir suya kaptırdığımız kendimizi, kaptırmamak adına çırpınışımız da ayrı bir trajik ve manidar hal. Bulduğumuzu beğenmiyor beğendiklerimizi elimizde tutmaya çalışmıyoruz. Sahiplenmek dürtüsü ile attığımız her adım bizi biz olmaktan uzaklaştırarak, halden hale düçar etmekte. Tam da bu aymazlık ve gafletin içinde Hani bir söz vardır ya ‘Nokta kadar çıkar için virgül gibi eğilmek’ten imtina etmeyen kişiler etrafımızda sıralanmakta... Naçar bir kişilik olarak ortaya çıkan bu toplum mühendisleri hemen herkesin gün içerisinde karşılaştıkları kişilerdir. O kadar çoktur ki herhangi bir yerde karşınıza çıkması son derece doğal bir hal alan bu başkalaşmışlar, hayatınıza inanılmaz müdahaleleri ile müdahil olarak yaşantınızı çekilmez kılabilmektedirler. Ben merkezci düşünen bu tipler, karşısındakini töhmet altında bırakarak itham etmekten imtina etmeyen, acınası bir portre çizmektedirler. İşlerinizi halletmek üzere gittiğiniz bir resmî kurumda karşınıza bu tip mandamanların çıkması da bu gerçeğin isbatıdır.
Buraya kadar meşakkatini çektiğimiz mevzuunun bizim bakış açımızla alakalı olmadığını anlatmaya çalıştık. Yaşadıklarımızın -ki bu müsbet veya menfi olabilir- ortak sorunlar olduğunu ifade etmek adındaydı. Yani; Dünyanın meşakkatinin de özünde insana münhasır bir sorun olduğunu ifade etmek adındaydı bir bakıma. Sorumluluğunu yerine getirmeyen veya yerine getirdiği şeyin sorumluluğu dışında olduğu bir takım düşünce züğürtlerinin, toplumun yapı taşı olan bireye tepeden bakma veya “Ben bakmam!” imajını çizerek kimliğini setreden insanlıkta taklitten öteye geçemeyenler...
Ne isim, ne cisim isteyin bizden(!) zira azımsanamayacak sayıda ve kronik bir problem olarak hayatımızın her anına şamil olmuş bu güruhdan Cenab-ı Hak hepimizi muhafaza eylesin.Selam ve dua ile...