Nur Serter, Üstün Dökmen, Kemal Kılıçdaroğlu, Uğur Dündar, Fatma Yavuz... Bu isimlerin aynı karede zikretilmesinin bir anlamı var sizce de değil mi; var tabi! Şu son bahsettiğim isim var ya Fatma Yavuz; 14 yıl diyanette görev yaptı. Bu kadının düğününde seküler dostlarına içki ikram ederken söylediği cümleleri biz unutmadık. Bunlar şimdi televizyon kanallarında karşılıklı helalleşiyorlar değil mi? Asıl helallik almaları gereken bu Müslüman halkın gözünün içine baka baka “Başörtülüden psikolog olmaz”, “Başörtülü, sen derse giremezsin”, “Zaten 1 metrelik bez parçası”, “İnadına mini etek giyeceğiz”, “Çağdaş olacağız” diye haberan ediyorlardı. Modanın arka sokaklarında köpek gezdirmeyi modernlik zanneden, köpeği yatak odasında, annesi ve babası huzurevinde, çakır keyif dolanıp boş ekran bulduklarında İslam düşmanlığı yapanlar bunlar ve şimdi ne diyorlar; “Hakkımız size helal olsun siz de lütfen helal edin.” İmla kurallarında ya da klavye dilinde bir “al sana” işareti yok ki burada kullanalım. Helallik dediğin öyle adisyona yazılıp çıkarken ödeyeceğin bir mesele değil. “Femen ya’mal misgale zerretin” meselesini nereye koyacak da helalleşecek bunlar? Lise yıllarında Dumlu tarafından bir arkadaşım vardı. Köyleri Dumlu’ya biraz daha uzak Erzurum’a 32 kilometre olan bu arkadaşımın babası o dönemde geçimini temin ettiği tek ineğini satarak çaputa sardığı parayı cemaat ağabeylerine teslim edip, kendine bir yol parası bile ayırmadan o 32 kilometrelik yolu yaya gitmişliğini gördüm ben. Bu adamın nesiyle helalleşeceksiniz? Bir taraftan çağdaşlık, bir taraftan laiklik, bir taraftan cemaat kumpasıyla aldığınız, film çevirdiğiniz çocuklara, annelerini, başörtülü diye tel örgülere yaklaştırmadınız. Askeri törenlerinize hasret kaldı bu insanlar. Başörtülü diye ehliyet vermediniz, öğretmenlik yaptırmadınız, meclisten kovdunuz, “Bu kadına haddini bildirin” dediniz. Helalleşeceğiz öyle mi? Yeni klavye dilinde bir emoji ya da bir figür yaparlarsa “al sana” diye bir dahaki köşe yazımda başlık olarak o simgeyi kullanacağım. Helalleşin, helalleşin; kendi aranızda takılın ama mizanda terazide o bir metrelik bez ümmetin başında serinlik yaparken siz de hak ettiğiniz derinliği göreceksiniz. Şimdi kaybolun!