ÜZGÜN OLMAK YETMİYOR

Son haftalarda alınan kötü sonuçlar neticesinde ilk iki umutlarımız tamamen yok olmaya başladı. İç sahada takımın bileği bükülmüyordu. Fakat artık rakiplerimiz ellerini kollarını sallayarak puanları alıp gidiyorlar. Eyüp maçında 3 puanı kopardık derken gol sevincimiz çok kısa sürdü ve nihayetinde ise 2 puan bıraktık. Adana maçına telafi gözüyle bakılıyordu. Rakibimiz beraberliği kabullenmiş ve hatta öne geçtiğimiz dakikadan sonra net bir şekilde yenilgiyi kabullenmiş bir görüntü veriyordu. Fakat defansın arkasına uzun gönderilen bir top neticesinde ise yine üstünlük golüne sevinemeden kalemizde golü gördük. Rakibimizin dahi yenilgiyi kabullendiği bir maçta oyuncularımızın galip gelmek adına ne çaba gördük ne de sahada oyun gördük. Tepkisiz kalıyoruz. Son olarak ise Ankaragücü maçına taraftarlar yoğun bir ilgi gösterdi. Aslında kazanacağız havası vardı. Fakat oyuncularımızın sahadaki mücadelesi yine bizleri hezimete uğrattı. Ankaragücü maçından çok iyi bir ders çıkarabiliriz. Atılan golün ardından skoru korumak adına nasıl bir oyun oynanır bize gösterdiler. Maçın son 15 dakikasını 1 oyuncusu eksik oynayan rakibimiz, sanki sahada 11 kişiyle mücadele ediyormuş gibi bir hava verdi. Rakip yarı alanda ofansa dönük adam akıllı iki pası bir arada yapamıyoruz. Daimi olarak her maçta bir korku ve panik havası var. Bunun sebebi ise net bir 10 numara oynayan oyuncumuzun olmamasından kaynaklanıyor. Zaten Eren Tozlu’nun sakatlanıp oyundan çıkmasıyla birlikte orta saha hâkimiyetini tamamen rakibe teslim ettik. Kendi yarı alanımızda top çevirmekle de sonuca gidemiyoruz. En iyi pası kendi yarı alanımızda yapıyoruz. Kaleci ve savunma kendi aralarında pas yapmaktan başka bir şey yapmıyor. Maç sonunda ise devamlı olarak üzgünüz ifadeleri kullanılıyor. Fakat üzgün olmak skora etki etmiyor. Sahada mücadeleni ver, sonuca gidemezsen eğer üzgün oluşu anlarız. Fakat oyun, istek ve hırs hiçbir şey yok. Maç sonunda üzgün olsanız ne olur olmasanız ne olur.