“Türkiye’nin sahip olduğu toryum madeninin değeri,70 trilyon,400 milyar dolardır. Türkiye’deki toryum yatakları hemen hemen dünyanın en zengin yataklarıdır. Dünya toryum üretiminden elde edilen enerji,tüm uranyumdan ve petrol vb. yakıtların toplamından elde edilen enerjiden çok fazladır. Kıyaslama yaparsak 1 ton toryum,1 milyon ton petrole eşdeğerdir. Toryum madeni,Türkiye’deki enerji sorununu çözecek bir elementtir. Çünkü Türkiye, kendine ebediyyen yetecek toryum rezervine sahiptir. 80 milyonluk bir Türkiye’ye, en az 100 yıl yetecek bir toryum rezervine sahip olunduğumuzdur. Türkiye, petrole değil, petrolden kat kat daha değerli, bir enerjiye sahiptir.” dedi ve bundan 13 yıl önce,30 Kasım 2007 yılında, sırlarla dolu, bir uçak kazasında, hayatını kaybetti,daha doğrusu yaşamasına izin verilmedi.
Bütün bunları söyleyen, Türkiye'deki zengin toryum yatakları konusunda çalışmalarıyla bilinen, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi, nükleer bilimci,rahmetli, Prof.Dr. Engin Arık’tı. 2009 yılında, bir helikopter kazasında hayatını kaybeden rahmetli, Muhsin Yazıcıoğlu da hep toryum madeninden bahsederdi.
2007 yılı gerek darbecilerin gerekse teröristlerin eylemlerinin ayyuka çıktığı yıldır. Bu yıl Hrant Dink öldürüldü. Ulus’ta, pkk saldırısı yapıldı. Daha niceleri…
Dünya toryum rezervi, 1200 ton civarında. Bunun 800 ton kadarı Türkiye’de. Yani dünyadaki toryum elementinin yarıdan fazlası,Türkiye’de bulunuyor.Türkiye’de toryumun yoğun bulunduğu yerler; Eskişehir, Sivrihisar,Beypazarı, Kızılcaören, Malatya ve Sivas’tır.
Nükleer fizikçiler, Isparta’da yapılan kongreye gidiyorlardı. Nükleer Fizik Kongresi, gelen acı haber ile ertelendi. Uçak kazasında yaşamını yitiren, 6 nükleer fizikçiden, 3′ü Boğaziçi Üniversitesi’nde, 3′ü ise Doğuş Üniversitesi’nde görev yapıyordu. Yaşamını yitiren 6 fizikçiden 2′si alanlarında, uzman olan profesörlerdi. Ayrıca mürettebat dahil, 57 yolcu vardı.
Uçağın düşmesinin ardından herhangi bir patlama olmamasının, kısa parkurda uçulduğu için, uçakta fazla miktarda yakıt bulunmamasından kaynaklandığı ifade edilmiş, ayrıca uçağın acil durum sinyali dahi göndermediği de belirlenmişti.
O isimler; Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Engin Arık, araştırma görevlisi Özgen Berkol Doğan, yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi’nden, Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve araştırma görevlisi Mustafa Fidan’dı
Söz konusu bilim adamları, stratejik bir maden olan, toryum üzerine bilimsel çalışmalar yapıyorlardı.
Isparta’daki bu kazada, bütün eşyalar şöyle ya da böyle bulunmuşken Prof. Dr. Engin Arık’ın, toryum ile ilgili bütün hassas çalışmalarını yüklemiş olduğu diz üstü bilgisayarı, bütün aramalara rağmen bulunamamıştı.
Peki bu tartışmaların ve suikastların sebebi olan toryum, nasıl bir madendir? Toryum madeni nasıl bir şeydir? Geleceğin nükleer santrallerinde yakıt olarak kullanılacağı ifade ediliyor. Saflaştırıldığında çelik görünümünde olan bir elementtir.Toryumlu santrallerin patlama riski kesinlikle yoktur. Üstelik çevre dostudur. Toryum atıklarını radyoaktif olmayan elementlere dönüştürmek mümkündür. Nükleer karşıtları bile, bu yönü nedeniyle toryuma
karşı çıkmıyorlar. Bu nedenle 21. yüzyılın en stratejik elementlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Gerçi daha sonra, tüm bu garipliklere rağmen, gerçek ortaya çıktı. Uçak pilotları, inmek için kuleyle irtibat kurmuşlardı. Kule “inebilirsiniz “dedi. Daha sonra nasıl olduysa uçak bir anda ortadan kayboldu. Üstelik, bir tek acil durum sinyali dahi gönderemedi. Enkaza ulaşıldığında, uçağın bir bütün olarak yere çakıldığı anlaşıldı. Üstelik uçak düşünce yanmamıştı. Peki, bir uçak, bir bütün olarak nasıl yere çakılır? Devam edecek.
Selam ve saygılarımla…