Havacılık uzmanları, bunu, iki nedenle açıklıyor.1- Uçak o anda ya çok yavaştır. 2-Ya da kuyruk bir yere çarptığında uçak düşer. Oysa ki uçak düştüğünde, uçağın kuyruğunda yasar yoktu. Yani belli ki uçak çok yavaştı. Üstelik düştüğünde ateş topuna da dönmemiştir. Belli ki yakıtı yoktu. Eğer yakıtı olsaydı düşünce alev alır, yanardı.Yanmamıştı. Peki bir uçağın yakıtı biter mi? Görülüyor ki ortada bir gariplikler silsilesi var. Evet bu bir uçak kazasıydı, ama aslasıradan bir kaza değildi. Yine de tüm sorular ve cavaplar, bunca yıldan sonra cevapsız kaldı.
Uçakta bulunan altı bilim insanının ortak özellikleri de nükleer fizik, uzmanlık alanlarıydı. Özellikle, rahmetli,Engin Arık yıllarını toryuma vermiş hep ondan bahsetmiş, bir büyük bilim insanıydı. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu da hayatını, Türkiye’ye adamış, bir Türkiye sevdalısı siyasetçiydi. Ne tesadüftür ki her ikisi de hayatlarını uçak kazasında kaybettiler.
Rahmetli Engin Arık,” Hızlandırıcı Merkezi” çok önemli olacak diyordu. Arık, Türkiye’nin sahip olduğu toryum rezervinin paha biçilmez olduğunu söylüyor. Bu gerçeği, Yazıcıoğlu da görüyor ve söylüyor. Kimbilir belki de bu gerçeği gördüğü için, onun da sonu, Arık gibi, oluyor. Ne 2007’deki uçak ne de 2009’daki helikopter kazaları sıradan kazalardı. Sıradan olmadıkları da yıllar sonra anlaşıldı.
Helikopterin kırım hadisesinde, başında buluşup kaza kırım raporlarını örtbas edenlerin çoğu, halihazırda fetö üyeleri oldukları için,bugün cezaevindeler. Astsubay Aydın Özsıcak, Yazıcıoğlu’nun düşen helikopterindeki, irtifa bilgilerinin yer aldığı,radar antimetresini söken isimdi. 15 Temmuz gecesi,Marmariste Cumhurbaşkanımıza suikast hazırlında olan ekipteydi, yakalandı,yargılandı, şimdi cezaevinde.
Yarbay Davut Uçuk.O da Marmaris’teki suikast ekibindeki, Skorsky helikopterinin, 2. pilotu idi. Bu adam da Yazıcıoğlu kazasındaki helikopteri inceleyen, kaza kırım ekibinin lideriydi. Yakalandı, tutuklandı,şimdi cezaevinde. Yani, helikopter kazası da sıradan bir kaza değildi. Bütün bunlar gösteriyor ki besbelli ki Yazıcıoğlu’nu fetö öldürmüştü.
Toryum diyen, toryum sayesinde, Türkiye dışa bağımlı olmaktan kurtulacak diyen,Arık’ın katili de fetö idi. Muammer Görgeç, Akın İpek’in,sahibi olduğu, Koza Altın İşletmeleri’nin,
Isparta temsilcisiydi. 15 Temmuz gecesi operasyonlarında yakalandı, tutuklandı,cezaevine konuldu. Cep telefonunda yapılan incelemede, ilginç bir bilgiye rastlandı. Isparta’da düşen uçakla ilgili olarak birileriyle konuşuyordu.085742 koduyla mahkeme kayıtlarına giren belgede, kimlikleri belirlenemeyen iki kişi ile konuştuğu tespit edildi. Telefondaki sesler Görgeç’e,” uçağı, İsrailliler düşürdü, ölen akademisyenler, toryum madeni üzerinde çalışıyorlardı” diyordu. Demek ki toryum, başkalarının da dikkatini fazlasıyla çekmişti.
Gerek rahmetli Prof.Dr. Engin Arık gerekse rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye’nin önemli birer değeriydiler. İkisi de sır dolu kazalarda hayatlarını kaybettiler.
Rahmetli Arık “bir çuval kömür bir evi ısıtır,ama bir çuval toryum bir ülkeyi ısıtır” diyordu. Bu, gariplikler silsilesiyle örülü ve bir o kadar da düşündürücü bir öyküdür.
Bilindiği gibi,2006 yılından itibaren, Aselsan’da çalışan, vatanperver 6 mühendis de şüpheli bir şekilde ölmüşlerdi. Böylesi, stratejik projeler, bir ülkenin, bir halkın kaderini değiştirebilir. Bu nedenle de bu değişikliği istemeyen devletler, güçler, bu tür canavarca suikastları kaza süsüyle yapabilirler. Bunun dünyada pek çok örnekleri mevcuttur.
2004 yılında Uludağ Üniversitesi Rektörü,Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, yaptıkları çalışmanın sonucunu açıklamış, iki madenin (Toryum ve Bor) ederinin parasal karşılığının, 129 trilyon doları aştığını ifade etmiştir. Ama bu Hocamız, 2008 yılında Ergenekon’dan içeri atılmıştı.
Sadece bu Hocamız değil. Göreve geldikten sonra, Havelsan’a çağ atlatan dönemin Havelsan Genel Müdürü Faruk Yalman da Balyoz davası kapsamında cezaevine tıkılmıştı.
Yoksulluk içerisinde ve kurtarıcımızın üzerinde oturuyoruz, ama haberimiz yok!..Burada mesele, bunları son ürün olarak kullanabilir miyiz, bunları bize yedirirler mi ? meselesidir.
Aziz ve yüce Türk milleti, büyük bir millettir.
Türk Milletine darbe vurmak isteyenler, Türk Milletinin evlatlarına, 2006’dan itibaren alabildiğine balyoz indirdiler.
Evet, büyük zenginliğimiz olan bu stratejik madenlerimiz üzerine çalışma yapan bilim insanlarımız, savunma sanayinde stratejik projelerde çalışan mühendislerimiz şüpheli biçimde hayatlarını kaybettiler. Hepsini rahmetle anıyoruz. Bunları da çok iyi sorgulamamız lazım.
Görüldüğü gibi,Emperyalistler bizimle böylesine rahat oynayabiliyorlar!..Biz ise bu büyük zenginliğin üzerinde, yapay gündemlerle oyalanıyor ve fakir bir millet olarak uyumaya devam ediyoruz.
Şimdi uyanmalıyız, yoksa ileride, hiç uyanamayız.
Şimdi tedbir almaz, bu zenginliklerimize sahip çıkamazsak çok da uzun olmayan bir süre sonra, bu zenginliklerimizi de kaybedebiliriz. Biz bu coğrafyada özgürce yaşamalıyız. Bu nimetler de bizim için, kaçırılmaması gereken son ve çok büyük bir şanstır. Bu zenginliklerimizin artık farkına varmalıyız. Eğer biz uyanık olursak bu müstevliler, bize hiçbir şey yapamayacaklardır.
Allah (C.C.) Hazretleri, devletimize ve milletimize zeval vermesin, devletimizi ve milletimizi payidâr kılsın. Âmin, Âmin !..
Selam ve
saygılarımla