Kurban bayramı dolayısıyla unutmamamız gereken önemli işlerimizin biride “teşrik tekbirleri” dir. Bunu hatırlatma ihtiyacı duyduğum için yazma gereği duydum. Hanifi mezhebine göre 23 vakit getirilmesi gereken teşrik tekbirlerinin anlamına gereğine ve önemine kısaca bakalım. Her ne kadar imamı azama göre 8 vakit olsa da imameyne (imam muhammet ve imam ebu yusuf) göre 23 vakit olarak tefva verilmiştir. Hürriyet şartının konulması gektiğini hatırlatan imamı azama göre vacip olan tekbirler, şafii mezhebine göre sünnet kabul edilmiştir. Bu tekbirlerin başlangıcı kurban meselesinin başlangıcı olan Hz. İbrahime kadar gider. Hz. İbrahim oğlunu Allaha adama ve kurban etme meselesinde cebrail vasıtasıyla gelen koçun indirilişi esnasında başlamıştır. Cebrail (as) dünya semasına indiği anda “Allahu ekber Allahu ekber” diyerek tekbir getirir. İbrahim (a.s) bu sesi işitince başını gökyüzüne çevirir ve onun bir koçla geldiğini görünce; “Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber” diye cevap verir. Bu tekbir ve tevhîd kelimelerini işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmail (a.s) da; “Allahu ekber velillâhi’l-hamd” der. Böylece kıyamet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet başlatılmış olur. Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Kazaya kalan bu aradaki namazların kazası esnasında bu tekbirleri getirmek gerekmez. Teşrik tekbirlerinin ihmal edilmemesi gerektiğini hatırlatmak amacıyla kısa notlarla hatırlatma gerği duydum. Elbette teşrik tekbireri, kurban bayramı ve kurbanın hükmü konusunda sizinde değerli bilgileriniz vardır. Ancak yinede insan nisyanla malüldür, yani unutmakla mükelleftir. Bu köşe aracılığıylada olsa kısa hatırlatmada bulunma gereği duydum. Hayırlı bayramlar olsun inşallah.