TEŞEKKÜRLER İBRAHİM OĞRAŞ…..

Bu hafta farklı bir konu vardı aklımda. Onu işleyip okurlarımla fikir teatisinde bulunmayı düşünüyordum. Fakat öyle bir yazı gönderildi ki bana yüreğimdeki serânatın sesi gibiydi. Defalarca okudum.

Aşk’ı, sevdayı öyle bir işlemişti ki kayıtsız kalmam mümkün değildi.

Hal böyle iken bunu yazan yürek derin bir aşk yaşıyor olmalıydı. Bunu yazan yürek hemzeminde kırmızıya serzenişi olmayacaktı artık. Lahyalara konu olabilecek bir aşkın tebessümünde buğulu gözlerden alınan cesaretle yazılmıştı muhakkak.

Karşılığı var mıydı ? bilemiyorum tabi…

Ama suyun renksizliği gibi dup duru bir sevdadaki berraklık fark edilmişti elbet. Bu yürek çok güzel bir sevda yaşıyor olmalı ki 3. Defa kaleminden dökülmüş yazı ve şiirlerini bana gönderiyor, bense büyük bir gururla köşeme konuk ediyorum.

Teşekkürler deli yürek, aşkı ve sevdayı yakışır bir şekilde layıkıyla bir insanda vücut bulması bu olsa gerek…..

Sözü uzatmadan arkadaşım İbrahim OĞRAŞ’ın bana gönderdiği yazıyı aynen yayınlıyorum.

‘’Sevmek bir eylemdir edilgen bir duygu değil. Bir şeyin “içinde olmaktır” bir şeye “kapılmak” değil. En genel biçimiyle sevmenin etkin yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir.” diyor Erich Fromm. Sevilmek ise gayretle hasıl olan ancak birazda nasip olsa gerek… Zira gönüllere nüfus etmek zordur, gönülden düşmek ise bir o kadar kolay. Zor zamanlardayız, çabuk sinirlenip bir anda yok ediyoruz sevgiyi saygıyı….

Zira her gün bir haber, adına sevgi dedikleri ama sevgiden tamamen uzak duygudan şiddet gören insanlar… Zor olan sevmek mi, sevilmeyi sürekli canlı tutmak mı? Olmasını istediğimiz formlara sokmaya çalışarak insanları, ne çok incittik aşkı!!! Bırakmadık doğallığına, akışına…

Öfkenin adını sevda mı koydular ? Nerden çıktı bu şiddet, ne zaman vazgeçtik insan olmaktan ne çabuk unuttuk Leyla’yı Şirin’i ne zaman vazgeçtik Mecnun, Ferhat olmaktan? Gönül erkanı olmak yaratılanı sevmek değil mi yaratandan ötürü? Onu da mı yanlış anladık yoksa… Sevgi emektir, sevilmek ise nasip ancak sahip iken kıymet bilmek gerekli, incitmemeli incitilmemeli bu manevi değerin içi boşaltılmamalı derken nasibe hasıl olmamış saf sevgiyi anlatan vaktinde yazdığım bir şiir geliyor dilime, yüreğime… Heybemde kalmadı cümlem Ondandır suskunluğum Azizem Gözlerin diyorum Yolunu gözlediğim Elimde demli bir çay

İçimde deli hasretin Düşler sokağının sakinleriydik aslında Sonra yalnızlık koktu Penceremin buğusunda Ne garip şeydir Azizem Hasret yakın Vuslat uzak düşer hep bahtımıza Yorgunum Azize’m Can yorgun Yürek dargın Ondandır yarım tüm cümleler Ve kifayetsiz kalmış sözler Durgunum Azize’m Ve gözlerim sancılı Geceler uzun Ben yorgun Bu kent sessiz şimdi Geceye hüzün doğar Azize’m Ve sana şiirler yazarım yine Gözlerinin buğusunda Harf harf nakşettiğim Bu kent sensiz şimdi Kör Sağır Dilsiz…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.