Temmuzdan arta kalanlar

Dün 23 temmuzdu. Yani güzel ülkemin hayat memat meselelerinin, silkinişinin, yeniden kendine gelişinin seneyi devriyelerinden biri. Erzurum kongresinin anlamına ve önemine dair bir şeyler söylemeyeceğim. Ülkeler kurup ülkeler yıkan medeniyetler serd edip dünyaya ayar veren ve bütün bunları kıl çadırda oturup elindeki çubuklu yere çizen adamlar yapmışlar. Erzurum kongresinde alınan kararların en önemlisi “manda ve himaye kabul edilemez” maddesidir. Metenin, iskenderin, çağrı nın derdi neyse o gün erzurumdaki kemal in derdide aynıdır. Gemisini yakan barbarosun derdi neyse sinadaki selimin derdide aynıdır. Dizini yay kemanıyla bağlayan cengaverin derdi neyse atının sağrısına kamayla mektup sokan delinin derdide aynıdır. Hürriyet ve özgürlüğü ekmeğe tercih edenlerin derdi yani. Ayıya aslana kartala kemen vurup burnuna hızma takanların becemedikleri kurt burnudur mesele. Şairinin dilinde vatan vatan çalan, terzanesinde yavuklusunun göz yaşı tüllenen yerdir burası. Elbette “korkma” diye başlayacak istiklalinin marşı. Elbette “haydin felaha” diyecek masivaya seherde. Daha gün doğmadan afakı yırtan ezanların ses düğmesindeki parmakla aziziyede dumlupınarda taşın dibinde pusudaki tetikte duran parmak aynıdır. Erzurum bir destan sarıkamış bir destandır. Kıl çadırda yere çizilen diriliş haritası neyse sivasta erzurumda tahtaya tebeşirle çizilen aynıdır. Ağustosu temmuzu tarihten çıkarırsanız geriye hürriyet adına bir hiç kalır.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.