TEMİZ PARA

Bugün de biraz CHP... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Londra’dan bize seslendi. Gençler için gerekli parayı bulduğunu ifade etti. Gençlerin gözü aydın artık paraları var, bizim öyle bir şansımız olmadı. Ne koşturduğumuz parti ne bugünün güzel partileri ne de iktidar bize böyle bir para bulup getirmedi. Çetelerin kaçırarak gayrimenkul aldıkları sokaktan sesleniyorum dedi Londra’da, hatta görüntülü aradı bizi. Dedi ki bu sokak, çetelerin ülkemizden kaçırarak getirdiği paralarla gayrimenkul aldığı sokak arası... Demek ki kendisi orada takılıyor ancak bahsettiği paranın temiz olması meselesi biraz kuşkulandırdı bizi çünkü yarım saatte görüştüğü 3 girişimciden Türkiye’ye yatırım sözü aldı. Vallahi maşallah, yarım saatte 3 yatırımcı getiriyorsa bir saatte 6 yatırımcı, 6 kere 24 çarpı 30 çarpı 12 çarpı 5 çok para... Zaten kendisi de bahsediyor ya 5 trilyon dolar dönüyor bu sokaklarda. Kirli ya da temiz bu saatten sonra bizim için fark etmiyor öyle ya para paradır. Bahsettiği paranın kaynağı 250 yıl boyunca İngiltere’nin kurmuş olduğu sömürü kolonileri tarafından bu sokaklara yayıldı. Hatta Amerika ilk senatosunu kurduğu zaman kendi tüccarlarını çekip aldı bu sokaklardan öyle ya İngiltere’ye para ödemek istemiyordu. Burada sadece İngiltere’nin parası yok. Arapların da paraları var Türklerin de paraları var. Dünyanın çeşitli etnik kimlikli siyah beyaz insanın parası var bu sokaklarda, paradan para kazanmak bir kural. Bunun, bana göre kirli ona göre temiz olması bu gerçeği değiştirmiyor elbette. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği o bankerler ya da bankalar ya da her kimse neyin karşılığında para vereceğini az çok tahmin ediyorsunuz. Buna da eyvallah ancak burada Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı seyahat planının bir anlamı olsa gerek. Önce Amerika’da bir sokaktan sonra Londra’da bir sokaktan bizlere müjdeler yağdırması bizi gerçekten korkutuyor. Oysa gelse Kahramanmaraş’ta bir sokaktan, Şemdinli’de bir mahalleden ya da Erzurum’da Alipaşa’dan bu müjdeleri verse hiç kuşku duymayacağız daha doğrusu daha inandırıcı olur gibime gelir. Rüzgar mereğe demiş ki kapılarını aç sana ot getireceğim. Merek cevap vermiş; olanı da götürürsen o zaman ne olacak? Biz bu rüzgarları çok gördük, çok samanımız gitti. Zaten bizde de var gördükleri samandan başkası değil ya; Hadi hoşça kalın