Tahrim suresinin ana konusunu ilkyazımda
aktarmıştım. Bu bölümde ise
ayetler ışığında surenin tamamını birlikte
tefekkür edelim inşallah.
Sure Efendimiz (sav)e
hitap ayetleriyle başlamaktadır.
Şöyle ki;
“ Ey peygamber! Eşlerinin
rızasını arayarak, Allah’ ın
sana helâl kıldığı şeyi niçin sen
kendine haram ediyorsun?
Allah çok bağışlayandır, çok
merhamet edendir.
Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi
bozmayı (ve kefaret
ödemeyi) size meşru kılmıştır.
Allah, sizin yardımcınızdır. O,
hakkıyla bilendir, hüküm ve
hikmet sahibidir.” Tahrim/1-2
Efendimiz (sav)in bir aya yakın bir
zaman eşlerinden ayrı bir şekilde yaşaması,
helal olan bir şeyi kendilerine yasak
etmesi olarak tanımlandığı için, Yüce
Allah (cc) bu duruma bir son vermesini
emir buyurmuşlardır.
İkinci ayette de böyle bir karar
yemin eşliğinde verilmiş olsa bile, üzerinde
sebat edilmesi uygun olmayan yeminlerden
vazgeçip kefâret ödeme
tarzında şer‘ î bir yol bulunduğu hatırlatılmıştır.
Sonraki ayette bu kararın verilme
sebebi olarak, Efendimiz (sav)in pak ve
temiz eşleri (annelerimiz) in yaptığı olay
anlatılmaktadır. Bu olay sürenin nüzul sebebi
olarak kabul edilmiştir.
“ Hani peygamber eşlerinden birine,
gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o
sözü (başkasına) haber verip Allah da
bunu peygambere bildirince, peygamber
bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından
da vazgeçmişti.
Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan
eşine) haber verince o, “ Bunu sana
kim bildirdi?” dedi. Peygamber, “ Bunu
bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar
olan Allah haber verdi” dedi. Tahrim/3
Sonraki ayetlerde ise Peygamber
hanımlarına hitap edilerek şöyle buyrulmuştur.
(Ey peygamber’ in eşleri!) Eğer siz
ikiniz Allah’ a tövbe ederseniz, ne iyi.
Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’
e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin
ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de,
salih mü’ minler de. Bunlardan sonra
melekler de ona arka çıkarlar.
Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden
daha hayırlı, Müslüman, inanan, sebatla
itaat eden, tövbe eden, ibadet eden,
oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.”
Tahrim/4-5
Ayette Efendimiz (sav)in söylediği
sır ve hangi hanıma söylendiği açık edilmediği
halde âlimler bu konuda birçok
görüş ortaya koymuşlardır. Burada esas
olan bir sırrın varlığı ve onu alan hanımın
muhafaza etmeyerek diğer bir hanımla
paylaşmasıdır. Bu olay göstermektedir ki,
sırlar ister küçük-önemsiz, ister büyükönemli
olsun fark etmez onu muhafaza
etmek adab-ı muaşerettendir.
Yüce Allah (cc) yukarıda ki ayetlerde
bu sırrı korumayan ve birbirlerine
arka çıkıp destek olan peygamber eşlerine
şiddetli bir uyarı yapmaktadır. Şüphesiz
Allah (cc) peygamberinin dostu ve yardımcısıdır.
Altıncı ayette ise müminler şu şekilde
uyarılmaktadır.
“ Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi,
yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten
koruyun. O ateşin başında gayet katı,
çetin,
Allah’ ın kendilerine verdiği emirlere
karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen
şeyi yapan melekler vardır.”
Tahrim/6
Kişi ailesinden sorumludur. Efendimiz
(sav)in aile hayatından verilen örnek
ışığında Yüce Allah müminleri uyarmaktadır.
Çünkü kişi ailesine sahip çıkmaz ve
aile manevi yönden yanlış işlere bulaşırsa
sonuçta varacağı yer cehennemdir.
Bunun sorumlusu olarak Allah
(cc) aile resini belirtmiştir. Elbette
ki ailenin reisi babadır. Bu
yüzden çok dikkatli olmak gerekir.
Bu olayı da boş geçmeyen
ve fitne çıkaran münafıklarda
cezasız kalmayacaktır
elbette. Onlarda hak ettikleri cezayı
çekecektir.
Sıradaki ayette tevbenin
yapılması ve önemi zikredilerek
şöyle buyrulmuştur.
“ Ey iman edenler! Allah’
a içtenlikle tövbe edin.
Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi
örter, peygamberi ve onunla birlikte iman
edenleri utandırmayacağı günde Allah
sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere
sokar.
Onların nurları önlerinden ve sağlarından
aydınlatır, gider. “ Ey Rabbimiz!
Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla;
çünkü senin her şeye hakkıyla
gücün yeter” derler. Tahrim/8
Dokuzuncu ayette cihad emredilerek
şöyle buyrulmaktadır.
“ Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara
karşı cihad et, onlara karşı sert davran.
Onların varacağı yer cehennemdir.
Ne kötü varılacak yerdir orası!” tahrim/9
Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla
savaş" buyurmuş ve "kâfirler" sözü,
münafıkları da içine almasına rağmen,
onları da zikretmiştir. "(Ey Peygamber) onlara
karşı sert davran" buyurulmuştur.
Cihâd, bazen savaşarak, bazen deliller
ortaya koyarak olur. Bu demektir ki,
bazen dil ile bazen süngü ile olur.
Bu ifadeye, "Onlara, ilahî hadleri,
yani cezaları uygulayarak, onlarla cihad
et. Çünkü onlar büyük günah işleyenlerdir"
manası da verilmiştir. Zira peygamberin
ashabı (r.ahm) büyük günah
işlemekten masum (uzak) idiler.
Son ayetlerde ise Yüce Allah (cc)
geçmiş Peygamber ve ümmetlerden
olumlu ve olumsuz örnekler vererek müminleri
uyarmıştır.
“ Allah, inkâr edenlere, Nûh’ un karısı
ile Lût’ un karısını örnek gösterdi. Bu
ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları
altında bulunuyorlardı. Derken onlara
hainlik ettiler de kocaları, Allah’ ın azabından
hiçbir şeyi onlardan savamadı.
Onlara, “ Haydi, ateşe girenlerle beraber
siz de girin!” denildi. Tahrim/10
“ Allah, iman edenlere ise, Firavun’
un karısını örnek gösterdi. Hani o,
“ Rabbim! Bana katında, cennette bir ev
yap. Beni Firavun’ dan ve onun yaptığı
işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan
kurtar!” demişti. Tahrim/11
“ Allah, bir de iffetini sapasağlam
koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan
üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve
kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem’
i de (inananlara) örnek gösterdi. O
itaat edenlerdendi.” Tahrim/12
Yukarıdaki ayetlerde Yüce Allah (cc)
inkâr edenler Nuh ve Lut (as)ın eşlerini
örnek gösterirken, iman edenlere ise, ilahlık
iddiasında bulunan zalim Firvun’ uh
karısını örnek göstermektedir.
Ne ilginçtir ki Peygamber eşleri inkâr
ederken, ilahlık iddiasında bulunan bir
zorbanın eşi iman ediyor. Hidayet Allah’
tandır.
Hz. Meryem ise iffet timsali olarak
örnek alınması gereken bir hanımdır.
Bu ayetlerde en büyük mesaj ise
Efendimiz (sav) eşlerine verilmektedir.
Doğruyu Allah bilir.
Allah her şeye kadirdir. Hidayet
onun elindedir.
Selam ve
dua ile