SORUN YOK

Hayatımızda bir çok şeyimiz yok. Hayallerimizin
peşinde koşup duruyoruz.
Hatta neden benimde yok diye
kahroluyoruz belki. Bütün gayretimiz hayallerimizdekileri
edinmek üzere kurulu. O
yok bu yok yok oğlu yok. Ya var olanları
nasıl edeceğiz. Allahın insanlarını sağlığımızı
çocuklarımızı evlerimizi arabalarımızı. Bunlar
var ve bunlara
sahibiz. Şükretmesi
gereken o kadar şeyimiz
varki. Yoklara
üzülmekten varlara
sevinme fırsatımız
olmuyor. Bir devlet
bahsetmiş bize
mevla. Devletsizlere
bakıpta şükretmesi
gereken bir nimet.
Bir bayrak bir ordu
ihdas etmiş kapımıza
huzirla yatıyoruz
huzurla kalkıyoruz
işimize gidiyoruz.
Hürriyet bahşetmiş eraret altındakileri görmeden
yaşıyoruz. Sağlık bahşetmiş geziyoruz
yiyip içiyoruz görüyoruz şükür. Ama biz
olmayanlara ağlıyoruz ağlıyoruz. Mevcuda
sevinmek olanla yetinmek gibi bir melekemizmi
yok acaba. Bakin bir örnek vereyim
size. Kolu bacağı olmayan meşhur bir adam
var. Avustralyalı Nick Vujicic şimdi 30 yaşında
ve bir yaşam gurusu. Dünyanın dört
bir yanını dolaşıp “moral konferansları” veriyor.
Yüzlerce insan onu dinlemek için bu
konferanslara akın ediyor.
Doğuştan böyle... Ne kolları, ne de bacakları
var. Sadece iki parmağı olan sağ
ayağı var. Tetra-amelia adlı bir rahatsızlık
nedeniyle dünyaya böyle gelen Nick Vujicic,
büyük zorluklar yaşadı. Hatta daha 8
yaşındayken intiharı denedi. Ama bugün
binlerce hayranı ve tanışıklığı olan bir birey.
Demekki insanın kayıplarına değil vaz geçtiklerine
uzulmesi gerek.
“KAYBETTİĞİNDE DEĞİL, VAZGEÇ-
TİĞİNDE YENİLİRSİN.”