Siyasi keçilerin ahvali

Kelile ve dimnenin cok kıymeti vardır bende. Hayata dair bazı notları beydebanin anlatımıyla mukayese ederseniz kitabın kıymeti hakkında bilgi edinirsiniz. Hayata dair anlatılan hikayeler yaşanmış ve tespit edilmiş olaylardır. Siyasi eleştiriler yaparken bu hikayelerede kulak kabartmak lazım. Bazı siyasilerin kurdukları tuzaklara bakarsanız zaman sonra kendi sonlarını hazırladıklarını görürsünüz.  Hikaye diye dinlediğimiz eşekle keçi meselesi bu konuyu açıkça anlatmaktadır. Hikaye odurki bir köylünün bir keçisiyle bir de eşeği varmış.Keçi: “Ona benden daha iyi bakıyorlar! Onu benden daha iyi yediriyorlar!” diye eşeği kıskanmış. Bir kurnazlık düşünmüş, eşeğe demiş ki:
“Ne olacak senin bu durumun? Bir değirmen taşına koşarlar, onu çevirirsin, bir arkana yük vururlar, onu taşırsın! Bir gün rahat ettiğin yok… Ben senin yerinde olsam ne yaparım, bilir misin? Bir hendeğin yanından geçerken kendimi hendeğin içine yuvarlayıveririm, belki birkaç gün bu şekilde dinlenirim!” Keçi işte böyle demiş, eşek de inanmış onun sözüne, hendeğin yanından geçerken kendini atıvermiş. Bütün vücudu yara bere içinde kalmış. Efendisi hemen bir baytar getirmiş, ondan ilaç sormuş. Baytar, eşeğin ötesine berisine , en sonunda: “Bir keçi ciğeri bulup kaynatacaksın, suyunu bu hayvana içireceksin; iyileştirmenin başka yolu yok” demiş. Adamcağız da tek eşeği iyileşsin diye keçiyi gözden çıkarmış, kesip eşeğe feda etmiş. Siyaset adına başkasına tuzak kuranların ahvalleri hakkında başka şey konuşmaya gerek yok bence.