Siyasi malzeme haline getirilmeye, işi sulandırmaya, muhalefet adı altında devlet düşmanlığı yapanlara şunu hatırlatmak lazım. Sadece bir semboldan ibaret değil şehitler tepesi. Bizde daha ne şehitler var tepelerce. Turkiyedeki her tepeye bir şehit koysan, tumsekler bile yetmez. Yavşaklığın sınırı olmadığı gibi düşmanlığında sınırı yok elbette. İstiklal marşını okuyamayan sıradanların devlet kaygısı olamayacağı gibi şehitliği anlayacak kapasiteleride olamaz. Muhalefetin başındaki zatın verdiği demeçte gizledigi iktidar hırsı ve aldığı tüyolar onu devlet ve kutsiyet düşmanlığı yapmasını gerektirmez elbette. 250 bin canakkalede, 90 bin sarıkamış ta, bilmem kaç bin Allahuekberde, afrinde, idlibde yatanlar üstünden siyasi puan devşirmeye hakkı ve haddi olmayanların koltuklarındaki mavi dosyaları görüyoruz. Ancak zeka özürlülere şunu biri hatırlatsın; bugünkü mesele bir hükümet meselesi değil, devlet meselesidir. Var olma meselesidir. Batan gemiyi, yanan samanlığı terk eden sıçanlar bile yanar bu sefer. Allah şahit ki namusuma, vatanıma ve bayrağıma, hürriyetime ve devletime gelecek en küçük bir saldırıda, ne kadar sıçan varsa ne kadar güç devşirme derdi olan varsa ayırmaksızın sonları gelecektir. Bu necip milletin ayranını ucuz hesaplarla kabartmayın. Bu sefer değil şehitler tepesi, eyfel kuleside dolsa bu memleket size kalmayacak. Dam yansada sıçanlara asla kalmayacak. Böyle biline.