Obezite ve aşırı killar en az kanser kadar tehlikeli. Sağlıkçıların her gün bu konuhakkında uyarıları var. Ancak sosyal medyada buna inat yükselen bir diyetisyen atağı var sanki. Uzmanların o kadar uyarmasına rağmen, zayıflama ilaçları, spor senasları, yogalar hatta dualar bile karıştı bu işe. Fırsatçılar için istimal edilmeye açık bir sektör. Müşteride çok tabi. Hatta bu işlere ünlüleri de kullanmaya başladılar. Hergün birbirlerine kaç gram zayıfladığını anlatan insanların aynı yöntemleri hararetle denemelerine hayret etmek gerek bence. Çünkü kilo probleminin kaynaklandığı meseleyi bilmeden, sırf tnıdık biri zayıflamış diye aynı diyetlere ve diyetislerlere müdavim olmaları şaşırtıcı geliyor bana. Çünkü parmak izi, tükrük, saç teli ve buna benzer insana özel kodlamlara metabolizmada dahildir. Her insanın anatomik yapısı başkadır. Birine iyi gelen diğerine iyi gelmek zorunda değildir. Kaldı ki uzmanlar bu tarz uygulamalardan uzak durulması gerektiğini neredeyse her haber programında hatırlatıyorlar. Kişisel hırsların ve tuzakların kol gezdiği bu sektörde çeşitli ilaçlar, uyuşturucu madde içeren karışımlar, uyduruk reçeteler kol gezmekte. Her insan sağlıklı olmak ister, iyi görünmek, rahat yürümek, rahat nefes almak ister. Bunun için aynayla barışık olmak elzemdir ancak, aynada göze batan görüntüleri izale için illede bir sağlık kurumuna ya da kuruluşuna müracaat etmek zorundadır. keza, akla ziyan tekniklerle, çeşitli nebatat, ilaç ve terkiplerle, ne idüğü belli olmayan karışımlarla bunu önlemenin imkanı yoktur. Çok kere duyduğumuz ve ölümle sonuçlanan, internet üzerinden temin edilen zayıflama haplarının içeriği hakkında kimse net bir şey bilmezken, “sağlık bakanlığı onaylı” ibaresiyle piyasada dolaşmaları devlet tarafından önlenmelidir. Aksi taktirde, bilinçsizce yapılan uygulamalardan canımız çokça yanacak gibi görünüyor. Sanal diyetlere asla itibar edilmemeli, bir hekim kontrolünde bu iş halledilmelidir. Karbonhidrat yada yağlardan kaynaklı aşırı kilolarından şikayetçi binlerce vatandaşımız, bu tuzağa düşmeye adaydırlar. Devlet ilgili, vatandaşlar bilgili olmak zorundadırlar. Geleceğin kanseri olarak görülen bu hastalıkların tedavi yöntemleri devlet tarafından kontrol altında tutulmak zorundadır.