TBMM ordusu, Kütahya-Eskişehir
Muharebesinde yenildikten sonra
cephe kritik bir duruma düşmüştü.
Cepheye gelerek durumu yerinde
gören ve komutayı eline alan TBMM
Başkanı ve Başkomutan Mustafa
Kemal Paşa ile İcra Vekilleri Heyeti
Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi birliklerinin
Yunan ordusuyla arada
büyük bir mesafe bırakılarak Sakarya
Nehri'nin doğusuna çekilmesine ve
savunmayı bu hatta devam ettirmesine
karar kılmışlardır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, "Hatt-ı
müdafaa yoktur; sath-ı müdafaa
vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın
her karış toprağı vatandaş kanıyla
sulanmadıkça vatan terk olunamaz.
Onun için küçük, büyük her cüzütamı
(birlik), bulunduğu mevziden atılabilir.
Fakat küçük, büyük her cüzütam ilk
durabildiği noktada, tekrar düşmana
karşı cephe teşkil edip muharebeye
devam eder. Yanındaki cüzütamın
çekilmeye mecbur olduğunu gören
cüzütamlar, ona tabi olamaz.
Bulunduğu mevzide nihayete kadar
sebat ve mukavemete mecburdur.”
emrini vermiştir. Bu emirle birlikte
muharebe geniş bir alana yayılmıştır.
Bu sayede Yunan kuvvetleri
karargâhlarından ayrılıp bölünüp
uzaklaşmışlardır.
22 Temmuz 1921'de Sakarya Nehri
doğusuna çekilmeye başlayan Türk
ordusu, güneyden kuzeye 5. Süvari
Kolordusu 12, 1, 2, 3, ve 4. gruplar ile
Mürettep Kolordu birinci hatta olacak
şekilde düzenlendi. Çekilişin hızlı bir
şekilde tamamlanmasından sonra
Yunan birlikleri taarruz pozisyonu için
tam dokuz gün Türk birlikleri ile
karşılaşmadan yürüdü. Bu yürüyüşün
hangi yöne doğru olduğu Türk keşif
birlikleri tarafından tespit edildikten
sonra cephe komutanlığına bildirildi.
Bu savaşın kaderini belirleyecek
stratejik hatalardan biri oldu. Bu
sayede Yunan taarruzu baskın olma
özelliğini kaybetti. Ancak 14 Ağustos'ta
ileri harekâta geçen Yunan ordusu, 23
Ağustos'tan itibaren 3. Kolordu ile
Sakarya Nehri doğusundaki Türk
kuvvetlerini tespit, 1. Kolordu ile Haymana
istikametinde, 2. Kolordu ile
Mangal Dağı güneydoğusunda
kuşatıcı taarruza başladı. Fakat bu
taarruzlarında başarısız oldular.
2 Eylül'de Yunan birlikleri, Ankara'ya
kadar en stratejik dağ olan Çal
Dağı'nın tamamını ele geçirdi. Fakat
Türk birlikleri Ankara'ya kadar geri
çekilmeyerek alan savunması yapmaya
başladı. Yunan birlikleri
Ankara'ya 50 km kalacak derecede
bazı ilerlemeler sağlasa da Türk birliklerinin
yıpratıcı savunmasından
kaçamadılar. Ayrıca 5. Türk Süvari
Kolordusu tarafından cephe ikmal
hatlarına yapılan taarruzlar Yunan
taarruzunun hızının kırılmasında
önemli etkenlerden biri olmuştur.
Yunan ordusu 9 Eylül'e kadar süren
yarma teşebbüsünde de başarılı
olamayınca, bulunduğu hatlarda
kalarak savunmaya karar vermek
zorunda kalmıştır.
Türk Ordusu'nun 10 Eylül'de başlattığı
ve Mustafa Kemal Paşa'nın komuta
ettiği, karşı taarruzla Yunan kuvvetlerinin
savunma için tertiplenmesine
engel olundu. Aynı gün Türk birlikleri
stratejik bir nokta olan Çal Dağı'nı geri
aldı. 13 Eylül'e kadar süren Türk taarruzu
sonucunda Yunan ordusu,
Eskişehir-Afyon'un hattının doğusuna
kadar çekilerek bu bölgede savunma
için düzenlenmeye başladı. Bu çekilme
sonucu 20 Eylül'de Sivrihisar, 22
Eylül'de Aziziye ve 24 Eylül'de
Bolvadin ve Çay düşman işgalinden
kurtulmuştur.