SAF HALİNDELER

Orta Asya’da geniş bozkırları bırakarak
bir kısrak başı gibi Anadolu’ya sokulan
Türk Milleti, seçilmiş bir kavim
olarak İslam’ın hizmetinde kılıç sallamaktan
yorulmamış, düşmanları da aynı şekilde
azalmadan artmış da artmış.
Düşmansız kalmıyoruz hiç...
Tüm düşmanlar saf saf dizilip de karşımıza
geçse gözümüz korkar mı? Sanmıyorum... Allah
aksini murad etmedikçe
bu milletin gözü
düşmandan çevrilip de
kaçışa gitmez.
Fakat...
Fakatı var...
Bu millet çok mert
düşmanlarla savaştığı
gibi çok alçak düşmanlarla
da cenk etmiştir.
Düşmanın mert olanı
korkutmaz. Korkutan
alçak olanıdır.
Mesela
Ruslarla uzun yıllar
savaştık ve hâlâ perde arkasında savaşımız devam
ediyor. Menfaatlerimizin kesiştiği noktalar
hariç mücadeleye devam ettiğimiz Ruslar asil bir
millettir ve mert bir düşmandır. Rus’tan korkmayız
bu nedenle...
İngilizler’le de yıllarca mücadele ettik, ediyoruz,
edeceğiz ama en korkutucu düşman İngiliz’dir...
Çünkü kaypaktır, çünkü alçaktır, çünkü
siyasidir... Silahı kendisi tutmaz, maşasına tutturur.
Tetiği kendisi çekmez, başkasına çektirir.
Bugün ülkemizin içinde havlayanların bir
çoğu İngiliz beslemesi köpeklerdir. Havalayana
değil havalatana bakacaksın. İngiliz planı kurar,
senaryoyu oyuncularla sahneler ama perdenin
arkasından hiç çıkmaz. Sen sanarsın ki Ermeni’yle
mücadele ediyorsun. Sanarsın ki muhatabın
PKK’dır, PYD’dir, DHKP/C’dir, TİKKO’dur
vs. Hayır hayır... Muhatap İngiliz’dir, İngiliz siyasetidir.
Günümüzdeki tüm olayları ve olumsuzlukları
bu pencereden okuyalım...