Cumartesi günü ligde kaderimizi belirleyecek çok önemli bir müsabakaya çıktık. Ümraniyespor kendi evinde Altınordu’ya kaybetti. İlk iki için yeniden bir umut ışığı doğdu. Fakat her hafta aynı rüyayı görüyoruz. Maç sonunda hocaların açıklamaları da bir biriyle aynı oluyor. Daha önümüzde oynayacağımız çok maç var ve şampiyon olacağız. Yok, hocam yok. Artık bittik tükendik. Gerçekten Korona virüsün yapamadığını Erzurumspor bize yaptı. Her hafta aynı masalları dinlemekten bıktık. Anlamıyoruz, sezonun ilk yarısında bu takım bizi şampiyonluğa götürür diyorduk. Tuzla maçı ertelenmemiş olsa liderlik koltuğuna oturacaktık. E transfer tahtasını açamadık. Transferde yapmadık. Takımdan oyuncuda göndermedik. Peki değişen ne oldu? İki pası bir arada yapamıyoruz. Oyuncular sahada yürüyor. Maç bitse de evlerimize dağılsak havası var. O kadar kızgınlığa rağmen yine az sayıda da olsa tribünlerde desteğini esirgemeyen taraftarlar vardı. Artık as kadro falan istemiyoruz. Yahu artık play off’ta tehlikeye girdi. O hafta bu hafta dediğimiz her müsabaka bizim için hezimetle sonuçlanıyor. Samsun takımı deplasmanlarda küme düşme takımları haricinde tek galibiyet almamıştı. Artık stadyumu yolgeçen hanına çevirdiniz. Gelen rakiplerimiz ellerini kollarını sallayarak puanları alıp gidiyor. Kendiniz için oynamıyorsunuz. Giydiğiniz formanın ağırlığını taşıyamıyorsunuz. Sahada ruh gibi geziniyorsunuz. Yahu hiç değilse şu kar, kış, soğuk dinlemeden stadyuma gelen taraftar için oynayın. Artık sözün bittiği yere geldik. Kimse bizi bu saatten sonra şampiyonluk hikâyeleriyle kandırmasın. Söylenecek söz bulamıyoruz. Bir şehrin vebali sizin boynunuzdadır. İnsanları futboldan soğutup, ruh sağlığımızı bozdunuz.