Dün CHP ve saplantısından bahsettim.
Bu tarz yazılarda bir tarafı eleştirince
zannediliyorki taraf tutuyoruz. Başta
şunu anlatmak lazım. Biz gazeteciler
olarak objektif olmak zorundayız.
Elbette taraflı yazmak ya da taraf tutmak
serbest ama mesleki etiğe ve mesleki ahlak kurallarına
aykırı olur. Bunun için siyasî yazılarda
oldukça tarafsız davranmaya
çalışıyoruz.
Evet, dün CHP’nin
saplantılarından bahsettim.
Bu günde AK
Parti’nin saplantılarından
bahsedelim.
AK Parti, kurumsal
kimliği oturmuş,
teşkilatlanma ve yapısal
kimliği oluşmuş
bir parti. Her ne kadar
MHP, HEP ya da CHP
gibi ideolojik saplantıları
yoksa da kendine
has bir düzeni var. Bu
düzene bir de düzensizlik eklenmiş ve bu düzen
halini almış durumda.
Parti sayın Erdoğan’ın malı gibi bir hava
hakim. Savunmak, taşımak omuzlamak da ona
kalmış durumda. Kadın Kolları haricinde sistematik
çalışan teşkilatı yok. Bir jakoben anlayış
il teşkilatlarında vazgeçilmez kuralmış gibi her il
aynı havada.
Partiye girmek ya da üst kademede yer almak
elbette bir nüfuz gerektirir. Eğitimli olmak
yetmez zengin de olmak lazım bence. Çünkü o
ilde yapılacak işler, bir üst segment gerektirir.
Her ne kadar sabitlenmiş ve tespitli cemaat hegemonyası
yoksa da FETÖ harici cemaatlerin
zamanla etki ettiğini görüyoruz elbette. Tarikat
ya da küçük intisap noktalarından ziyade Hacegan
ya da Menzil grubu zaman zaman tesir edebiliyor
bu yapıya.
Eğer vekilseniz ya da il teşkilatlarında göreviniz
varsa her kapı size açık. Hatta ne davayı
savunmanıza gerek var ne de meclise. Bir acaip
şımarıklık kol gezmekte bu üst yapıda. Ülkeyi
satsan umurunda olmaz ama iş ticarete gelince
hemen hemen bütün teşkilat birbirini tanır. Bu
bir çıkar ilişki yumağı denilebilir.
Tabanla tavan arasındaki bu müreffeh tebanın
başkan tarafından gözden geçirilmesi hatta
silkelenmesi lazım. Ne hükümet adına ne de
parti adına sesi çıkmayanların ne işe yaradığını
hep merak etmişimdir. Her ne kadar çeşitli
komisyonlarda isimleri geçsede kendi söylemleri
olmayan bu adamların ciddi anlamda bir sigaya
çekilmeleri gerekir.
Tabandan bi haber, tavana itirazsız bağlı bu
güruhun feshinin parti adına hayati mesele olacağı
aşikardır. Elbette bizi ilgilendirmeyen şeyler
bunlar ama benim şehrimden vekil seçilip halimizi,
ahvalimizi soran bir Allah kulu görmedim
ben.
İbrahim Bey haricinde bu şehirde kaç vekil
var belkide çoğu vatandaş bilmez. Bu şımarıklığı
ve vurdumduymazlığı vatandaş kabul etmez.
Halkın arasında tebdil-i kıyafet gezdiğini iddia
eden ve kendine zekice zannettiği bir çözüm
üretme cinliği gösteren bu elemanların ne işe
yaradığını ileride birileri bize anlatacaktır diye
zannediyorum.