Ramazan pidesi

Hamdolsun, ki müslümanız. Bu hazı ve bu hisleri yaşamamıza sebep olana şükür. Ne çok heyecan duyuyoruz ne çok bereketi var ramazanın.
İftara bir saat kala yakınımızda bulunan fırına pide almaya gidiyorum. Çit yumurtalı. Zaten ramazan pidesinin başka bir yeri var bizde. Esnafta bunun heyecanını yaşıyor. Vardiyalarını, hamurunu, personelini, temizliğini, kısacası saatini ramazana kuruyor. Fırının önü kalabalık. Giren çıkanın haddi yok, hesabı yok. Dışrda zaman öldürenlerin yanlarında çocukları var, herkeste biraz sabırsızlıkla beraber biraz zoraki sükünet. Dokunsan parlayacak adam. Ama sende aynısın. Gün boyu açlık ve yorgunluğun son haddi.
Çok sevdiğim bir şey var ekmek alırken. En kalabalığın arasından en iyi pideyi kapmak. Aslında yediğimizden de değil tabi. Gaye o heyecanı yaşamak. Fırının kokusu mest ederken, gözler hep ekranda. Maaş bekleyen emekli gibi herkes ekrana bakıyor. Küçüük bir dijital ekran. Hangi bölümde kaç ekmk pişiyor, kaç dakikaya çıkacak olduğunu gösteren, yazarkasa ekranı kadar küçük bir ekran. Ara sıra “ekmek var, sıkıntı yok” diye kalabalığın sesi üstünde çıkan bir ses. Mahmut abinin fiks cümlesi. Ama onu duyak için bila ara sıra ona bakıyoruz. Dışarı çıkmışsa çağırıryoruz. Hani emmek gardaş, herkes senimi beklesin cümlelerine dahi aynı papağanlık. “ ekmek var sıkıntı yok”.
Beş altı arkadaş her gün gideriz aynı telaşa, aynı heyecana. Gelmeyenin yerinede kaparız çift sarılı ekmekleri. Dönerken 50 yıl caddesinin trafiğin geçmekte mesle oluyor. Korna çalan, yol vermeyen, camı yarıy kadar açık şöförlerin homurtuları bile başka heyecan.
Hamdolsun ekmeğimiz var. Beleyecek sabrımız var. Şehrimizde ramazan havası var, ibadetlerimizde tad var. Ülkemizde huzur var. Alabilecek paramız var. Önemlisi huzurumuz var.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.