Yakın zamanda İngiltere’nin kraliçesi dalya demeye bir adım kala Yüce Allah’ın vaadine kavuştu. Oradaki hesabı bizi ilgilendirmez ancak bizim ilgilendiğimiz taraf buradaki hesaplar. Malum bir dünya kraliçenin cenazesine katılmak için peşine dolandılar. Peşine dolandılar diyorum çünkü kadını oradan oraya oradan oraya sürükleyip durdular, yalamalarda peşinden. Bizim önceki Cumhurbaşkanımızın kraliçe ile arası iyiydi. Kendileri pek sıkı fıkıydı hatta vaysiyalar, südralar, kaşatriyalar gibi sınıflar bulunan batı medeniyetinin Lordlar Kamarası ve Avam Takımı arasında belli bir nişane olsun diye seyislerine, kapıcılarına taktıkları fraktan bizim eski cumhurbaşkanının boynunda da görmüştük. Şimdi bu prensesin ardından Cumhurbaşkanının niye cenazeye katılmadı diye salya sümük saldıranlar oldu. Adam katılmıyor kardeşim; ben fırak giymem diyor, şampanya kadehi tokuşturmam diyor. Fransa’nın Charlie hepto meselesindeki saldırılarında kınamada bulunan eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bir fotoğrafı vardı. En arkada kısa boylu olmasına rağmen ayakların üzerinde kalkmış liderlerin arkasında ben de buradayım mesajı vermişti hatırlıyorsanız. Terörün acısını elbette ki paylaşmalı ama verdiğin fotoğraf, taşıdığı niyetle tezat bu adamların kimliğimizi kırmaktan başka bir iş yaptıkları maalesef yok. Şimdi yeni fotoğraflara bakalım: Karşımızda gerinerek oturan, yanağımızdan makas alan, bizi en arkaya atan bir lider kadrosu görüyor musunuz? En öndeyiz ve dimdik duruyoruz. Bu bir Erdoğan seviciliği değil kardeşim bu bir milli refleks! Benim onurum kırılmıştı, genç olmama rağmen süklüm büklüm fotoğraflar görmek. Biz artık dünya lideriyiz reisimiz de öyle... O gider başka adam gelir dik durursa aynı şeyi onun için de söyleriz. Biz, dik durabilen bir milletiz ne kimse yanağımızdan makas alabilir ne de boynumuza fırak takabilir bu saatten sonra. Kraliçenin ardından yas tutanlar düşünsün. Kraliçe hakkındaki düşüncelerimi de soruyorsanız Allah rahmetini esirgesin inşaAllah. Kalın sağlıcakla...