PATRONA HALİL İSYANI

Ayaklanmanın nedeni, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın açtığı zevk ve sefahat devrinden memnun olmayan, bu yapılanları israf olarak gören ve büyük bir ekonomik sıkıntı çeken bir kitle olmuştur. Nadir Şah’ın saldırısıyla yeniden başlayan İran savaşından olumsuz haberler gelmesiyle birlikte halk harekete geçmiş, camilerde ve diğer alanlarda propaganda yaparak ayaklanmanın zeminini oluşturmaya başlanmıştı. Uzun zamandır maaşlarını alamayan Yeniçerilerin içerisinde de huzursuzluk belirmiştir. Halk isyanının elebaşı Horpeşteli Arnavut Halil, leventlik ve Rumeli’de yeniçerilik yapmıştır. Yakın hemşehrileri arasında “Patrona” lakabıyla anılmaktaydı. Hatta İstanbul’da bir ara hamam tellaklığı veya esnaflık yaptığı da söylenmektedir. Patrona Halil’i kendini ayaklanmaya elebaşılık etmeye kışkırtanların telkinleri ile 1730 yaz sonunda bir ihtilalci kadro toplamış ve ilk ihtilal planlama toplantısı 25 Eylül 1730’da Mevlid Alayı günü yapılmıştır. Bu grupta başkan Patrona Halil; yardımcıları Muslu Beşe ve Emir Ali ve kolbaşı kurmaylar olarak Ali Usta, Karayılan, Çınar Ahmed, Oduncu Ahmed, Derviş Mehmed, Erzurumlu Mehmed, Küçük Muslu, Kutucu Halil adlarında daha çok zorba olarak adları çıkmış halk adamları bulunmaktaymış. Zorba ayaklanmacılar 28 Eylül Perşembe günü bayrak açıp şeriat için herkesin bayrak altına gelmesini istediklerini bağırarak üç koldan şehirde yürüyüşe geçmişlerdir. Kapalıçarşı’ya Bayezid Camii’nin Kaşıkçılar kapısı tarafından yürüyüşe geçerek ayaklanmayı resmen başlatmışlar ve çarşıya girip tüccarlara zorla dükkânlarını kapattırmışlar ardından çarşı girişlerini tutup kimsenin alışveriş için girememesini sağlamışlardır. Birden yürüyüş kolları kalabalıklaşıp büyümeye başlamış. Ana kola hedef Etmeydanı olmuş ve Patrona Halil ve erkanı bu meydanı merkez seçmişlerdir. Bir grup da Üsküdar’a geçip orada muzır çıkarmaya başlamıştır. Asayişi sağlaması gereken Yeniçeri Ağası Hasan Paşa bu kargaşalığa önce müdahale eder göründü ise de kalabalık dallanıp budaklanınca korkup, kurtulma çaresini kaçıp saklanmakta bulmuştur. Sultan ve sadrazam Damad İbrahim Paşa Üsküdar’da bulunmaktalarmış. İstanbul Kaymakamı karşıya geçip gelişmeler hakkında bilgiler vermiştir. Karşılık olarak yapacakları kararlaştırmak için devlet adamları ve yüksek ulema Üsküdar’a çağrılmış ve Sancak-i Şerif Topkapı Sarayı’ndan çıkarılıp getirilmiştir. O gece Sultan, Sadrazam ve devlet erkanı İstanbul’a geçip Topkapı Sarayı’na yerleşmişlerdir. Fakat o akşam Yeniçeriler ve Acemoğlanları da kazan kaldırıp, şeriat için yürüyüşe geçen ve geceyi sokaklarda geçiren halka katılmışlardır. 29 Eylül günü ayaklanmacılar İstanbul’un kontrolünü ellerine almışlardır. Patrona Halil yandaşlarına emirler verip yağmalar ve baskınlar düzenleyip isyana katılmayan veya isyancıların uygun görmedikleri kişilerin öldürülmelerine başlanmıştır. Bu aranan ve kayıplara karışan kişiler arasında devrin ünlü şairi Nedim de bulunmaktaymış. Böylece Patrona bir terör havası yaratmayı ve kendine muhalif olacaklara gözdağı verip muhalefeti önlemeyi başarmıştır. Etmeydanı’nda bulunan elebaşılar heyeti karargahına müderrisler getirip isteklerini fetvalar şekline dönüştürüp güya meşruiyet kazanmışlardır. “Şeriat isteriz” yaygaralarıyla sokaklara dökülmüş halk güruhuna, tomruk ve zindan mahkûmlarının salınması ile katılanlar ve İstanbul’un bütün ayaktakımı öncülük ve liderlik etmeye başlamıştır. Bu gelişmeler üzerine Saray’dan gönderilen bir aracı ile Sultan III. Ahmet isyancıların ne istediklerinin sorulmasını istemiştir. Patrona Halil’in, Sadrazam Damat İbrahim Paşa ile birlikte 37 kişinin kellelerinin kesilmesini istediği belirtilmiştir. Sultan duruma el koymak için Sancak-i Şerif’in açılmasını ve müslümanların bu sancak altına çağrılmasını emretmiştir. Bu emire uyan çok az sayıda kişi Patrona Halil’in devriyeleri tarafından hemen dağıtılmıştır. Yeni Kaptan-ı Derya olarak atanan Abdi Paşa, Patrona ile şahsi bir görüşme yapıp uzlaşma yolları araştırmış fakat başarı kazanamamıştır. Bu isyan dönem içerisinde devlet erkanına fazlasıyla zarar vermiştir. Bastırılması da bir o kadar zor olmuştur.