Pandemi Sürecinin Eğitime Etkisi
Pandemi süreci öncesinde eğitim yüz yüze etkileşimli bir şekilde devam ederken pandemi süreciyle beraber bu durum yerini uzaktan eğitime bırakmıştır. Uzaktan eğitim sürecinin başlamasıyla öğrenciler, veliler ve öğretmenler kendilerini daha önce hiç alışık olmadıkları bir durum içerisinde buldular. Bu sürecin başlamasıyla birlikte eğitimde de dijital dönüşüm yaşanmaya başladı.
Ülkemizde ise TRT kanalı ve EBA platformu ile eğitime devam edilmektedir. Bu durum evinde internet veya televizyon bulunmayan öğrencileri ise olumsuz yönden etkilemiştir. Diğer yandan pandemi süreci öncesinde engelli öğrenciler için özel eğitim veya kaynaştırmalı eğitim hakkı tanınırken pandemi süreciyle bu öğrenciler uzaktan veya dijital olarak almaları gereken eğitimlerinden faydalanamadılar.
Özel okullarda eğitim gören öğrenciler ise bu süreçte devlet okullarında eğitim gören öğrencilerden daha farklı eğitim aldılar. Bu öğrenciler farklı platformlardan eğitim alırlarken devlet okullarında eğitim gören öğrencilerin EBA veya TRT kanalı destekli aldıkları eğitimlerin yetersizliği sebebiyle iki grup arasında bu sorun büyük fark yaratmaktadır.
Pandemi sürecinden sonra ise eğitim bilimcilere göre geleceğin eğitiminin günümüzden daha farklı olduğu düşünülüyor. Dijital dünya ve psikolojik faktörlerin yeni oluşacak eğitim unsurlarının arasında olacağı da aşikârdır.
Pandemi Sürecinin Ekonomiye Etkisi:
2019’un son aylarında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs salgını (COVİD-19) ekonomik alanlarda da küresel krize yol açmıştır. COVİD-19 salgını ilk etapta kamu sağlığını tehdit eden bir küresel kriz olarak ortaya çıkmış olsa da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yaşam biçimlerini, siyasi ve ekonomik düzenleri, toplumların sosyalleşme eğilimlerini derinden sarsmıştır. Beklenmedik bir hızla artan bu virüs birkaç ay içerisinde dünya çapında 213 ülke ve bölgeye yayılarak yaklaşık 11 milyon kişiyi enfekte etti.
Böylece pandemi sürecinin dijitalleşme, evden çalışma gibi eğilimleri güçlendirmesi ihtimali bulunsa da bu sürece ayak uyduramayan toplumsal kesimin gelir adaletsizliklerini de fazlasıyla arttırmıştır. Yeni oluşacak olan toplumsal düzenin kuralları sağlık koşulları öncülüğünde yeniden yazılırken toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Pandemi Sürecinin Sosyolojik Etkileri:
Pandemi sürecinde ülkelerin sosyal izolasyon kararı alması üretimden tüketime, diplomatik ilişkilerden eğitime kadar kısacası akla gelebilecek her alanda büyük çaplı etkilere yol açmıştır. Alınan sosyal izolasyon kurallarına uyabilecek meslek grupları varken uyamayacak meslek grupları da vardır. Uyamayacak meslek gruplarının başında ise sağlık sektörü gelmektedir.
Bu süreçte doktor, hemşire, hastabakıcının üstlenmesi gereken görevleri artarken aynı şekilde hastane idari personelinden temizlik personeline kadar tüm hastane çalışanlarının iş yükü artmıştır.
COVİD-19 küresel salgınının toplumsal olarak en önemli sonuçlarından biri de yine ekonomik gelir kaybı olmuştur. Kamu çalışanı dışında büyük veya küçük sermayeye ait işyeri
çalışanlarının aldık ücretlerinde oluşan maddi azalış bu sürecin önemli sorunlarından biri olmuştur. İşsizler ve işini kaybedenler de bu süreçten fazlasıyla etkilenmişlerdir.
Bunun yanı sıra internetin bu süreç öncesinde toplumda yer edinmesi pandemi süreci ve sonrasında daha fazla anlam taşımaya başlamıştır. Öyle ki karantina döneminde anaokulundan yükseköğretime kadar eğitimin uzaktan devam edebilmesinin en büyük etkeni internet olmuştur. Aynı şekilde kamu veya özel sektör çalışanlarının da karantina sürecinde internet üzerinden işlerine devam edebilmesini, işlerinin aksamamasını sağlamıştır.
COVİD-19 sebebiyle uygulanan sosyal izolasyonun devamlılığı toplumların bireylerinin birbirleriyle olan ilişkilerine bağlıdır. Kültürel olgularda bu süreçten etkilenmiştir. Örneğin bizim kültürümüzde akraba, komşu ve hasta ziyaretleri gibi gelenekler yaygınken bu süreçte bu durumun önüne tamamen geçilemese de kısmen kısıtlandı diyebiliriz.
Pandemi süreci sonrasında birbirine bağlı milletler bu süreç sonrasında da birbirleriyle olan ilişkilerinin devam edeceği açıkça ortadayken birbirinden kopmuş milletlerin bu süreç sonrasında ilişkilerinin nasıl olacağı merak konusu olabilir.