Örnek bir eğitim,Finlandiya eğitimi ve PISA

Dünya ülkeleri hep Finlandiya eğitim sistemine
gıpta ediyorlar, dikkatlerini oraya yönlendiriyorlar.
Neden acaba? Bu Finlandiya eğitim
sisteminin önemi nedir?
Eğitimciler, Finlandiya eğitim
sisteminin, başarısı altında, 25
altın kuralın, bu temel konunun altında
yattığı fikrinde birleşmektedirler.
Nedir acaba bu altın kurallar ? :
1- Çocuklar erken yaşlarda,
bizim gibi, ödevlere boğulmuyorlar,
sınavlara girmiyorlar.
2- Çocuklar eğitimlerinin ilk
altı senesinde, herhangi bir ölçümle
karşılaşmıyorlar.
3- Aldıkları ilk zorunlu test
imtihanı, 16 yaşına geldiklerinde
yapılıyor.
4- Zeka düzeylerinden bağımsız
olarak tüm çocuklar, aynı sınıflarda
eğitim görüyorlar.
5- Finlandiya’ da eğitimde öğrenci başına,
örneğin, ABD’ ye oranla yüzde otuz daha
az harcama yapılıyor.
6- Eğitimlerinin ilk dokuz senesinde, öğrencilerin
sadece yüzde otuzu, okul dışında bir
yan destek eğitimi alıyorlar.
7- Lise mezunu öğrencilerin yüzde 66’ sı
üniversiteye devam ediyorlar ve bu oran Avrupa
ülkeleri arasında en yüksek oran.
8- Ortalama olarak en kötü ve en iyi öğrenci
arasındaki farkın dünyada en düşük olduğu
ülke Finlandiya’ dır.
9- Fen bölümlerini seçen öğrenciler en
fazla,16 kişilik sınıflarda eğitim-öğretim görüyorlar
ve böylece laboratuvar olanaklarından en iyi
ve en üst düzeyde yararlanabiliyorlar.
10- Finli gençlerin yüzde 93’ ü lise mezunu
ve bu oran ABD’ ye oranla yüzde 17.5
daha yüksek.
11- Finli lise öğrencilerinin yüzde 43’ ü,
meslek liselerine gidiyorlar. Mesleki eğitimin
önemi.
12- Finli öğrenciler günde 75 dakika teneffüs
yapıyorlarken bu süre ortalama bir ABD
öğrencisi için sadece 27 dakika.
13- Finli öğretmenler günde en çok 4 saat
derse girerken haftada zorunlu iki saat mesleki
formasyon dersi alıyorlar.
14- Finlandiya’ da toplam öğretmen sayısı,
NewYork’ daki öğretmen sayısı kadar ama
Finlandiya’ da öğretmen başına düşen öğrenci
sayısı, NewYork’ a oranla çok daha düşük: Zira
NewYork’ da 1.1 milyon, Finlandiya’ da 600
bin öğrenci var.
15- Eğitim-öğretim sisteminin yaklaşık
tümü devlet tarafından fonlanıyor.
16- Finlandiya’ daki tüm öğretmenler en
azından bir master (yüksek lisans) derecesine sahipler
ve bu eğitim süreci yine devlet tarafından
fonlanıyor.
17- Ulusal eğitim müfredatı okullara sadece
çok genel çizgilerde, yön gösterici nitelikte,
detaylara, hatta daha da ötesine karışmıyor,
yönlendirmiyor.
18- Öğretmenler, üniversite mezunlarının
en başarılı yüzde onu içinden seçiliyorlar. Bizde
ise, hiçbir şey olamıyorsan öğretmen ol, zihniyeti
hakim. Ne kadar vahim ve acıklı bir durumdayız.
19- Mesela, son yıllarda açılan, 660 öğretmen
kadrosu için, 6600 kişi başvuruyor.
20- Finlandiya’ da bir öğretmenin başlangıç
brüt maaşı senelik,29 bin ABD doları(
240.000TL.),
bizde ise, 60 000 TL. bizim dört katımız.
21- 15 senelik tecrübeye sahip lise öğretmenleri,
ortalama olarak başka üniversite mezunlarının
iki katı maaş alıyorlar.
22- Öğretmenlere performans bazlı ek
ücret verilmiyor.
23- Öğretmenlerin toplumsal statüleri, tıp
doktorları ve avukatlarla aynı düzeyde.
24- Uluslararası mukayeselerde finli çocuklar,
fen, matematik ve okuma dallarında
daima en tepelerde sıralanıyorlar.
25- Finlandiya, sadece ABD ile değil,
kendisine nüfus açısından benzer ülkelerle karşılaştırıldığında
da eğitim sektörünün en tepesinde
yer almaktadır. Alkışlar Fin eğitimine.
Bravo, aferin.
Biz ise, mesleki yeterlik açısından büyük
sorunlar yaşıyoruz, “ ne iş olsa yaparım abi”
sözü bir Finlandiya deyimi değil, üniversite
öncesi, OECD’ nin PISA sonuçları,
üniversitelerde ise başka
göstergeler, bu alanda büyük
sorunlar yaşandığını
gösteriyorlar.Meslek liseleri ve meslek
yüksek okulları,olmaması gereken
yerde ne yazık ki zincirin en zayıf halkaları
durumundalar.
Standart süreçlerden geçen
eğitim tüketicilerinde, kahir bir ekseriyet
için, yabancı dil bilgisi ve hakimiyeti
zaten neredeyse sıfır
mertebesinde.
İcat etme, bırakın özendirilmeyi,
aileden başlayan, okullarda
süren süreçlerle iğdiş edilmeye çalışılmaktadır.
Hangi ilköğretim ya da lise öğretmeni “ gerçekten
çok farklı ama rahatsız edici” bir önermede
bulunan öğrencisini, özel bir koruma altına alır,
acaba ülkemizde?
Lise öğretmeni faktörü olumlu katkısı nedeniyle,
kaç tane edebiyatçımız, tarihçimiz, matematikçimiz,
tiyatrocumuz, satranççımız
yetişmiştir?
Eğitim süreçleri sonrası kaç kişide soyut
düşünme yeteneği, melekesi gelişiyor? Öğrenciden
bir tanım istendiğinde, kaç tanesine cevaba
“ mesela” diye başlanmaması öğretiliyor?
Eğitimimizde pek çok sorun var. Bunların
başında da bu sektörün üretim ve tüketim değerlerinin
uyuşmaması gelmektedir.Unutmayalım
eğitim de bir sektördür.Otomotiv sektöründe tüketici
beklentilerini,değerlerini hiçe sayan bir üreticinin
ne kadar ve nasıl ayakta kalması
mümkündür?
Bu tür üreticiler için, iflas doğal ve kaçınılmaz
değil midir? Eğitim de ülkemizde aslında
müflis bir sektördür,ama bu sektörde iflas masası
hiçbir zaman çalıştırılmamaktadır.Bu sektör
neden,müfredat dizaynı başta olmak üzere,gerçek
bir rekabete açılmamaktadır?Başka hangi
sektörde tüketici değerlerine, acaba bu kadar sırt
çevrilmektedir?
Eğitim sürecinde çok çeşitli kültürel alanlar,
sanat dalları, müzik, tiyatro, beden eğitimi vs.
gibi dallarda da yetkinlik kazanmak bu dallarda
gelişime açık olabilmek klasik eğitim alanları gibi,
tüm öğrencilerin önüne bir imkan olarak serilmelidir.
O
rtaokul ve lise düzeyinde müzik öğretmeninin,
teşviki ve özendirmesiyle acaba kaç
kişi, müzik alanındaki hayatta bir noktaya gelebilmektedir?
Nitelikli bir eğitim sisteminin temel özelliklerinden
biri de öğrencilerin okul başarıları ile
içinden geldikleri sosyo-kültürel çevre arasındaki
bağıntı katsayısının zayıflığı olmalıdır: Bir öğrenci
daha sıkıntılı bir sosyo-kültürel çevreden geldiği
için, okulda daha az başarılı oluyor ise, sonuçta,
okul yönetimlerinin de burada büyük sorumluluğu
vardır diyebiliriz.
Hülasa-yı kelâm; eğitimde başarının
anahtarı, nitelikli öğretmendir. Öğretmen niteliği
ciddi bir biçimde yükseltilmeden, başka alanlarda
başarı beklemek abesle iştigal olur. Finlandiya’
da öğretmenler, ülkenin en iyi
üniversitelerinde, master derecesi almadan bu
mesleği yapamıyorlar.
Ee bizde zaten, dünya ölçeğinde en iyi bir
üniversite yok ki. Yöneticilerimiz ne zaman bu
gerçekleri görüp ülkemizin eğitimini bu başarılı
ölçüler üzerine oturtacaklar acaba? Ben 36 yıl
bu sektörde çalıştım, bunu göremedim.16 yıllık
emeklilik hayatımda da yakından takip ediyorum,
maalesef bir arpa boyu yol alamadık alamıyoruz.
Neden yöneticiler bunu görmezden
gelmektedirler? Bu eğitim sistemimizde ne
zaman adam kayırmacılığını kaldıracağız ? Bu
bilgiçağında ne zaman,çağdaş,medeni, üretici bir
eğitim sistemine geçeceğiz? Bu klasik sistemi ne
zaman değiştireceğiz ne zaman?
Selam ve saygılarımla…
Güzel söz: Cevap sadece,
doğru soru sorulduğunda önemlidir

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Taha Tuglular 19 Mayıs 2021 18:45

    Yine çok güzel bir yazı yazmışsınız.Egitim yöneticilerine yol gosterici, nefis bir yazı. Belki bundan bir şeyler çıkarırlar.