Taşa yazılan bilgi kalıcı oluyor. Öğrencinin de bilgiyi beynine adeta taşa yazar gibi kalıcı halde yazması için duyguları harekete geçirerek öğrenmesi gerekiyor. Örneğin 17 Ağustos Marmara depreminde gece 03:00’te nerede olduğumuzu hepimiz hatırlarız. O korku da duygudur çünkü. O duygu da eklendiği için unutmuyoruz. Geçen yıl 17 Ağustos’ta nerede olduğumuzu çoğunluğumuz hatırlamaz. O nedenle duyguların katılması çok önemli. İdeal öğrenme yöntemi, deneyimleyerek öğrenmedir. Deneyimleyerek öğren ilen bilgi kalıcı oluyor. Bunun da en güzel yolu projeler yapabilmektir. Eğlenceli ve disiplinli bir ortamda öğrenmektir.İlk adım hayal kurmak ve soru sormaktır. Soru sormayan kimse, bilimsel düşünceyle ilgili keşif ve icat yapamaz. Gayeye yönelik hayal kurmak önemlidir. Bunu yapmazsanız zamanı boşa harcamış olursunuz. Hayalden sonraki adım bir hipotez geliştirmektir. Sonra deney yaparak ilerlemek ve çıkan sonuçların analiz edilmesi geliyor. Bilimsel bir araştırmanın özgün ve yaygın etkisinin olması gerekiyor.Öğretmen, eğitimin cansuyu. Öğretmen bilimsel çalışmanın ve bilimsel düşüncenin önemine inanırsa öğrencileri de inanıyor. Bu nedenle öğretmenlerin öğrenmeye sahip çıkması önemli. Gençlere dokunmanın ve onlara ego ideali vermenin en güzel yolu onlara hayat projesini öğretebilmektir