Dünkü yazımda mülteci olmak istermisiniz diye sormuştum. Bir takım olumsuzluklardan bahsederken yunan kapılarına ve merhametine sığınmak istermisiniz demiştim. Bu gün yunan yunanlığını yaptı nihayet. Kapısına sığınan mültecilere ateş açtı kadın çocuk demeden. Üstelik kendilerine yapılan insanlık fotoğrafı ortadayken. Almanların zulmünden kaçan ve suriyeye sığınan yemek sırası fotoğrafları çıktı piyasaya. Dun kendine ekmek ve barınma ihtiyacı sağlayan suriyelilere bu gün ateşle silahla karşılık veriyor yunan. Aslında daha öncede ortaya cikanlar vardı. Dövülüp çıplak vaziyette bizim sınırımıza sığınanlar, karlar eriyince cesetler çıkmıştı ortaya. Gizli kapaklı eziyetler şimdi alenen yapılmakta, dünya da bunu izlemekte. Bu insanları yerlerinden edenemi, yunanın merhametine sığınanlaramı, yoksa silaha sarılıp insanlıktan çıkan yunanamı kızalım bilemedim. Bildiğim ve aşikar olan bir sey varki insanlığın ıflas ettiğidir. Tükendiği bittiği gündür. Habille başlayan nemrut ve ebreheyle devam eden, ve bu gün yunanla son bulmayacak hak ve batıl mücadelesi devam ediyor. Dün amerika sonraki gün rusya şimdide yunan. Ne fark eder yunanla yanan aynı karede olduktan sonra. Bu zulüm elbette bitmeyecek, elbette yeşil bir dünya gelmeyecek bunu biliyoruz. Fakat çözümün ümmet birliginde olduğunu söylerken bu mezalimlerin azalacağını ümit ederek söylüyoruz. Ki bu birlikte barınan nice küffar erlerininde hayatlarından endişe etmeden yaşadığını tarih bize söylemişti daha dün. Dünyanın yarısının gölgesi altında yaşadığı medeniyetler kurmuştuk biz. Bunu hamasi yada siyasi söylemiyorum, ispatlı şahitli bir şey. Türkün ve türklüğün ederini tarih asla yargılayamazken bu gün küffarın zulmune neden şaşırmıyoruz. Acabaların yer alamadığı tarihi düzgün okuyacak olursak bu gün yunanla yananların fotoğrafını yarin aynı tarihin sayfalarından okumaya devam edeceğiz malesef.