MÜLK (TEBAREKE) SURESİ NÜZULÜ VE KONULARI

Mushaf’ taki sıralamada altmış yedinci,
iniş sırasına göre yetmiş yedinci süredir.
Tur suresinden sonra, Hâkka
suresinden önce Mekke de
nazil olmuştur.
Sure adını birinci ayette
geçen ve “ mâlik olma, hükümranlık”
gibi mânalara
gelen mülk kelimesinden almıştır;
kaynaklarda yaygın
olarak bu isimle anılmaktadır.
Mülk suresi otuz ayettir.
İlk cümlesinden dolayı
sureye “ Tebâreke’ llezî bi-yedihi’
l-mülk” (Buhârî, “ Tefsîr”
, 67),
“ Tebâreke’ l-mülk” (İbn
Âşûr, XXIX, 5) isimleri de verilmiştir.
Ayrıca sure, kendisini okuyanları
kabir azabından koruduğu yönündeki bir
rivayete dayalı olarak “ Vâkiye, Münciye,
Mânia ve Mücâdile” isimleriyle de anılmıştır
(krş. Zemahşerî, IV, 133; Râzî, XXX,
52; İbn Âşûr, XXIX, 5-7).
Efendimiz (sav), Mülk sûresinin onu
okuyanları kabir azabından koruyacağını
ifade buyurmuşlardır. (Tirmizî, “ Fezâilü’
l-Kur’ ân” , 9; Şevkânî, V, 296), bu sebeple
cenazelerin ardından bu surenin
okunması âdet olmuş, yaygınlık kazanmıştır.
Bu hadisi şerif-i, “ sureyi okuyup
amel edenlerin, kabir azabını gerektiren
günahlardan uzak duracağı ve böylece
azaptan kurtulacağı” şeklinde anlamak
da mümkündür.
Bu sureyle ilgili olarak farklı rivayetlerle,
aynı manayı içeren birçok hadis günümüze
kadar ulaşmıştır.
ELMALILI tefsirinde yer alan bir
hadis-i şerif ile bu konuyu noktalayalım
inşallah.
Taberani ve İbn Merduye'nin sağlam
bir senedle İbn Mes'ud'dan rivayet ettikleri
bir hadisle, yine ondan bir cemaatin
rivayet ettikleri ve Hâkim’ in de sahih dediği
başka bir hadisde de şöyle zikredilmiştir:
“ Her kim bu sureyi bir gecede
okursa o, çok kazanmış ve iyi (bir iş) yapmış
olur.” (Süyuti, a.g.e., VIII, 232.)
Alusi der ki: “ Bu surenin fazileti
hakkında zikredilen bu gibi haberlerden
dolayı söz konusu surenin her gece okunmasının
mendub olduğu söylenmiştir. Ben
de temyiz yaşından beri bu sureyi okumaya
devam ediyorum. Beni buna muvaffak
kılan Allah'a hamd eder, bundan
böyle de yardım ve kabulünü dilerim.
Buhari şerhlerinin birinde de şöyle
denildiğini gördüm: Hilal görüldüğü
zaman bu surenin otuz ayetinin, bir kişinin
o ay içinde kötülüklerden korunması ümidiyle
okunması mendubdur.” (Alusi,
a.g.e., XXIX, 2.)
Surenin konuları
Bu sure; Yüce Allah’ ın kâinatın
Malik’ i ve hâkimi olduğu net bir şekilde
bildirilmek suretiyle, ölümün ve hayatın
anlamı ifade edilmektedir.
Bunun dışında Allah’ ın varlığının
delilleri, yıldızlar ve şeytanlar, rızık meselesi
ve kıyamet konuları işlenmektedir.
Mülk suresini daha iyi anlayabilmek
için bazı ayetlerini yazımıza alarak birlikte
tefekkür edelim inşallah.
Mülk suresinin ilk beş ayet-i şöyledir:“
Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir.
O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını
sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.
O, mutlak güç sahibidir, çok
bağışlayandır.
O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır.
Rahmân’ ın yaratışında hiçbir
uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha
bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor
musun?
Sonra tekrar tekrar bak; bakışların
(aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp)
âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.
Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle
donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar
yaptık ve (ahirette de)
onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Mülk/1-5
Mealini yazdığım bu beş
ayet, mülk suresinin bir özeti gibidir.
İlk ayette Allah’ ın yüceliği,
kudreti, kâinattaki hükümranlığı
ve her şeyin zatının
kudret elinde olduğu, kâinatta
istediği gibi tasarrufta buluna-
Bileceği açık ve net bir şekilde
ifade edilmektedir.Sonraki
ayetlerde ise O’ nun kudretinin
eserlerinden misaller verilmektedir.
“ Ne yücedir O ki...” (Bu konuda
bilgi için Furkan Suresi'nin baş tarafına
(25/1) bkz.)
Yani ezeli kemal sıfatı, sonsuz hayır
ve bereketleriyle evvel ve ahir, aşikare ve
gizlide her şeyden üstün olarak daim ve
baki olan, yüceliği öteden beri beyan edilegelen
delil ve eserlerinin, lütuf ve nimetlerinin,
fiil ve tasarruflarının akıllara
sığmaz görüntüleriyle apaçık bulunan ne
yüce feyyaz (bereket ve bolluk veren)dır
O. O Hak Teâlâ dır;
Mülk O'nun elindedir.
Yerde ve gökte, bütün kâinatta,
dünya ve ahiret tasarruf ve saltanatı, yaratma
ve yok etmesi, ele geçirme ve yönetmesi,
emrini yerine getirtme ve
hükmünü icra etmesi, iyi davranması ve
zorlaması, cezalandırması ve ikramı, ihsanda
bulunması ve nimet vermesi hep
O'nun kudret elindedir.
Hepsi emir ve iradesi, hüküm ve
kudretiyle cereyan eder.
Dilediğini mülkünde kullanan yahut
kuvvet verip mülke kavuşturan ve kavuşturacak
olan da ancak O'dur.
Verdiklerine de tamamen vermediği
gibi, kendi adına hareket etme selahiyetini
de ebedi olarak vermez.
Mülkünü kendi elinden çıkarmaz.
Kendine ortak kılmaz, çünkü şirkten beri
ve yücedir. Yalnız kendi hükmü altında
memur olmak üzere vekâleten ve geçici
olarak verir, dilediği zaman da alır.
Çünkü mülk hakkı, bizzat kendisinin
ve mülkün hakikati doğrudan doğruya
O'nun kudret elindedir. O Yüce Allah (cc)
dır.
İkinci ayette hayat ve ölümü yaratarak,
insanların hangisinin daha güzel
ameller yapacağı sınadığını,
Üçüncü ayette, yedi göğü tabaka tabaka
yarattığını ve bu yaratışta herhangi
bir uyumsuzluk bulunmadığı,
İnsanlar ne kadar bakarsa baksın
her hangi bir çatlak veya uyumsuzluk bulamayacaklarını
bildiren Yüce Allah, sonsuz
güç ve kudretinden misaller
vermektedir.
Beşinci ayette en yakın göğün kandillerle
donatıldığı ifade edilmektedir. Geceleyin
ışıl ışıl parlayan yıldızlar kandile
benzetilmektedir.
Yıldızlarla şeytanların taşlanmasından
maksat ise göklerdeki meleklerin konuşmalarını
dinleyip onlardan bilgi
sızdırmak için kulak hırsızlığı yapmak isteyen
şeytanların bu yıldızlardan çıkan parlak
ışıklarla, bir tür ateş toplarıyla
engellenmesidir.
Bu ve benzeri ayetlerle ilgili olarak
klasik tefsirlerde ayrıntılı yorumlar bulunmakla
birlikte müteşâbihattan olan bu tür
ayetlerin anlamları hakkında zamana,
şartlara, bilimsel verilere göre farklı görüşler
ileri sürmek mümkündür.
Ayrıca gayb konularına giren ayetlerin
yorumunda iddialı olmamak gerekir.
Çünkü gayb âleminin mahiyetini Allah’
tan başka kimse bilemez.
Selam ve
dua ile.