Kasım ayının son haftasında chp genel başkanı sayın kılıçtaroğlu öğretmenler hakkında ileri geri konuşmuştu. Satılık manasına gelen ifadeleri de hakim ve savcılar için demişti. Kısacası kendinden olmayan kim varsa hükümet yanlısı olmakla itham etmişti. Dun aynı meseleyi ağzında yine geveledi. Hakim ve savcıların iktidar ağzıyla hareket ettiklerinden bahsetti. Konu aslında cumhurbaşkanı na hakaret dosyaları. Özgür ozel in son hakaretinden sonra alevlenen bu mesele daha çok uzayacak gibi görünüyor. Hakareti bir kazanım olarak görmek nasıl bir mantıksa artık adam yenemediği zaman küfretmeyi kendine bir kazanç zannediyor. Ben ak parti yanlısı değilim. Olumsuz bir çok işinede bu köşeden itiraz ediyorum ancak bu bana hakaret etme hakkı vermediği gibi ülkenin baş adamınada hakaret edenlere ses çıkarmama yolunuda açmaz. Hakimler senden öğretmenler senden diyebilirsin siyaseten ama sarayın adamı diyemezsin. Adamın anasından baslayan galiz küfürlerle siyaset yapma hoş görüsü olabilirmi. Sen muhalifsin diye ulkenin cumhurbaşkanı na çapsız yada diktatör bozuntusu diyebilirmisin. O zaman biri çıkar senin partinde olan namussuzluklardan ötürü sana namussuz der. Beceriksiz de ama çapsız deme. Buna hakkında haddinde yok elbette. Son konuşmasında kahramanmaraş a sürülen bir hakimden bahsediyordu. Muhakakki bu yalan çıkacak yada altından başka şeyler. Bir iftira kampanyası devam ediyor. Yahudi zihniyeti, sorun çıkar ve çöz. Iftira et izi kalsın. Tutmasada meşgul eder. Yuh yani artık. Böyle bir siyasetmi var arkadaş.