Mezat

Hani der ya yunus ‘satarım canımı alan bulunmaz’ diye. Eskiden gönül ehli hal ehliydi. Kendi nefsi için istediğini kardeşi ve dostu içinde isterdi. Zaten peygamberin bize koyduğu iman kriteride böyle değilmi. Paylaşmak esastır ama neyi paylaşalım karar veremiyoruz. Televizyon eskidimi atıyoruz letgo ya anında satıyoruz. Üstünü taksitlendirip yeni bir televizyon alıyoruz, daha ne olsun. Sosyal medya platformlarında ikinci el pazarları kuruldu artık. Arabadan takma dişe kadar herşey var. Var dünyası şükür.
Ne ararsan var. Bir tak dostluk yok maalesef. Aslında en fazla sattığımız dostlarımız ama aleni söyleyemiyoruz bunu. Kullanılmış pöstekiyi anlarız hadi de, ikinci el at’mı olur kardeşim. Aslında çıkar ilişkilerimizi değil, gönül ilişkilerimizi gözden geçirmeliyiz bence. Adam sıkı dostundur, ama bir makama geldimi. Cümle kurmayacağım. O kadar çirkin oldu ki iç dünyamız ne bulsak satmaya çalışıyoruz.
Eskiyen koltuklarımızı, değiştiğimiz kapımızı, tencermizi, aklımızı ruhumuzu. Nasıl bir mezat kurduk gönül soframıza. İnsan yan komşusuna ekmek vermiyor ödünç. Aklıma gelir, eskiden bir tabak gönderirdi komşu küçük çocuğuyla. Utana sıkıla tuttuğu tabağı uzatırken:”anam dedi şeker versin” derdi.
Sonraki gün aynı tabaka aynı şeker geri gelirken iliştirilmiş tandır ekmeği de gelirdi yanında. Kimse samimiyetini bozmaz, çıkarını çokta düşünmezdi ya. Yoklukmu sokmuştu bizi birbirimize acaba. Var dünyasında neden uzak duruyoruz insanlığa ve paylaşıma. Kimseye vermek istemediğimiz eskikerimizi nakte çevirmeye çalırışken, ucuz karakter sahibi olmayı adamlık zanneder olduk. Mezatlatda sattığımız kimliğimizi ikinci elciden geri alacağız gibi görünüyor. Bakalım.
Hayrola inşallah.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.