MEZAR VE MEZAT

Bu şehrin Mahalleleri, mahallelerin kabristanları
vardı.
Sabah işe gidenler, ölülerine fatiha okuyarak,
ölümü tefekkür ederek işlerine giderlerdi.
Allah ve ahiret korkusu ve duygusu vicdanlarda
püfür püfür eserdi.
Sonra ne oldu..
Mezarlıkları mahallelerden söküp attık. Şehrin
dışına çıkardık..
Ve sonra dünyevileştik..
Ve sonra....
Ne güzel bir tespit
değil mi? Muzaffer
Taşyürek bu şehrin
kaygılarını bilen bir
adam. Bazen bu tarz
tespitlerinin üstüne
bir şehir daha kurmak
geliyor.
On yılı aştı zannedersem.
Erzurum
kalesinde yapılan
kazılara katılmıştım.
Maraba olarak gönüllü çalıştım. Tam 43 gün.
Acaba bu sehrin altında baska neler var diye.
Sırf merakından dolayı gönüllü maraba çalıştım.
Bu şehrin altında bir şehir daha var. Ve bir
şehir daha kuruyoruz şimdi. Betondan ve demirden.
Hissiz ve duygusuz. Sokaklarında çeşme
olmayan. Cami bahcelerinde belli muhitlerde
kabristanlar olmayan. Bize ölümü hatırlatıyordu
diyor ya ağabey. O babdan işte.
Elinde bilyesi, papili, hızzegi (kızak) olmayan
salaş bir güruh geliyor ki biz o mezarlara bakarak
silkinenlerdendik. Ama onların böyle bir kaygısı
olmayacak. Ölüme ve yaşama dair bir düşünceleri
olmayacak. Bizim çok şeyimiz mezatta satıldı
malesef. Ucuz ucuz pahalı şeylerimizi verdik eskiciye.
Yerine baz istasyonları araba galerileri ve
bol mijtarda suni çimen aldık.
Sular paralı, komşuluklar veresiye. Mahalle
bakkallarımız yok artık malesef. Çok şeyimiz yok
ya. Hepsini mezatta ucuz pahalı demeden akıttık
zamanın kalbine. Adamlığımızın olmadığı, ceplerimizde
üşüyen ellerimizi oğuşturarak baktığımız
bahçelerimizde tırhıç arkalı kadın siluetlerimiz
yok artık. Cadde sokak yarı çıplak dolaşan
ev hanımlarımız var artık.
Yemeği yemekçiden tatlıyı Ökkeş’ten çayı
kafelerden içiyoruz. Ikindi yorgunluklarını unuttuk
yorgunluktan. Her ne varsa bu beton şehrin
evhamlarından uzak, özledik. Hem de çok özledik.
Mezar kalıntılarına okunacak dualarımız
tülleniyor leblerimizde. Ne çok şey unuttuk zamanın
kalbinde. Mezar ve mezat bize akim kalan
beklentilerin ötesinde artık.
Geçti o günler.