MEVZUYU ISKALARSAK

Mevzuyu ıskalarsak, mevziyi ıskalarız.
Gündemimizde ekonomiden başka
bir şey yok. Bugünlerde yatıyoruz
dolar, kalkıyoruz euro, market fiyatları,
alım gücü, tedarik zinciri...
Hayat bu meyanda gelişiyor ve değişiyor.
Bütün dünyamız, paradan ibaret bir ekonomik
döngü çarkında devam ediyor. Paramızın değer
kaybetmesini özgürlüğümüzün kısıtlanması, alım
gücümüzün düşmesi,
bireysel faaliyetlerimizin
engellenmesi gibi
algılıyoruz.
Oysa ne kadar özgür
olduğumuzu, ne
kadar özgürleştiğimizi,
alım gücümüzün arttığını,
zenginleştiğimizi
anlatan başka fotoğraflar
da var. Özendiğimiz
batıya benzeyen
sokaklarımız var artık.
Ahlaktan yoksun,
kültürden fakir, geçmişten
kopuk sokak
fotoğraflarımız var artık. Adına moda dediğimiz,
özgürleşme dediğimiz, modern çağa ayak uydurma
gereği zannettiğimiz bir kültürel yozlaşma,
ahlaki dejenerasyon ve bir kopukluk var.
Biz galiba bu ekonomik döngü kavgasında
asıl mevzuyu kaçırdık. Mevzuyu kaçırınca da
mevziyi kaçırdık. Çok yazık oldu...
Asıl mevzunun mevzi olduğunu unutarak
paramızın ve dövizimizin peşine düştük. Hani
bir türkü var ya “Yatıyorum Ayten, kalkıyorum
Ayten” aynen öyle...
Şimdi meşhur bir olay var özgürlük diye;
bireysel özgürlüğü başkasının yaşam hakkını
gasp etmek gibi zannediyoruz ve her gün biraz
daha özgür olduğumuzu düşünüyoruz. Aileden
kopuk, baskı altına alınamayan, devlet teamüllerine
aykırı bir yaşam şekli zannediyoruz özgürlüğü...
İç dünyamızda o kadar çok özgürleşiyoruz
ki sonunda yapayalnız kalıyoruz bireysel özgürlüğün
tadını çıkarayım derken...
En özgür olan Amerika sokaklarındaki başları
düşük, beyinleri uyuşuk özgürler ordusuna
katılıyoruz. Basın, moda, özgürlük, modernlik,
internet, uyuşturucu, seks ve daha nice sayamadığımız
fırıldaklarla çevrili hayatımızda özgür olduğumuzu
zannediyoruz. Oyun burada başlıyor
ve burada bitiyor. Mevzuyu kaçırınca mevziyi de
kaçırmış oluyoruz. Maalesef sokaklardaki yalnızlar
en özgürlerimiz oluyor. Kalın sağlıcakla