Aşağıda okuyacağınız hikâyeyi bizlere büyük Allah dostlarından Süfyanı Sevrî anlatmaktadır:
Bir hac mevsiminde hac borcunu yerine getirmek üzere yola çıkmıştım. Kâbe’ye vardığımda bir hacı adayı çok dikkatimi çekti. Hacı adayı ziyaret edilmesi gereken yerleri her ziyaret edişinde devamlı olarak Peygamber’e salâtü selâm getiriyordu. Kâbe’yi tavaf ederken, Arafat’ta vakfeye dururken… daima salâvat cümlelerini okuduğunu duyuyordum. Halbuki ziyaret edilen her makam ve mevkide okunması gereken hususi dualar vardı. Bu hacı adayı neden bu duaları okumuyordu? Bilmiyor olamazdı. Muhakkak ki boyuna salâvat getirmesinin bir hikmeti vardı.
Merakımı iyice kamçılayan bu nokta beni adamdan bu hususu sorarak hikmetini öğrenmeye şevketti. Adam, “Bunun haklı bir hikâyesi vardır” diyerek anlatmaya koyuldu:
Ben Horasanlıyım. Bu yıl hac borcumu yerine getirmek istedim. Yola babamla birlikte çıktık. Kûfe’ye vardığımızda babam hastalanarak vefat etti. Yüzünü örttüm. Bir daha görmek için açtığımda n