“ Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din ne Arapların ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların ve sâirenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin millî rabıtalarını gevşetti; millî hislerini, millî heyecanlarını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Âdetâ halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir.Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.” Buraya kadar olan metin Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat yazdırdığı Medeni Bilgiler kitabından ve kendisi hakkında yazılmış bazı biyografilerden alınmıştır. Burayı niye özellikle paylaştım çünkü Meral Hanım Anıtkabir’de tazelediği imanla eline aldığı bu kitabı yeni nesile okutacaklarını söyledi. İmanın şartlarına bakılacak olursa yukarıdaki metinle tamamen tezat ve çelişkili bir durum ortaya çıkıyor. İşlerine geldiğinde başlarını bağlayan muhafazakar kesim için günde 40 rekat teravih kılan, iftar sofralarında içlerinden ne dediklerini bilmediğimiz mırıltılarla oruçmuş iması veren sonra da bir domuzu bir oturuşta yediğiyle övünen, kızdığında da inandığınız Allah sizin belanızı versin diyen bir güruh peyda oldu. Müslüman Türk milletinin genetik kodlarıyla uğraşma adına ellerinden gelmeyeni bile yapmaya çalışan bir grup var karşımızda. Dinle, diyanetle mücadele edip oy istemeye geldiğinde de başları bağlı, dilleri dualı, cami çıkışı uğradığı cemaate bazı nasihat eden figürler sergiliyorlar. Sayın Akşener birilerinin yüzünde Allahümme Salli görecek kadar kalp gözü açık iken eline yeni tutuşturulan kitapla sağa sola ne imajı vermeye çalışıyor? Hatta grup toplantısında bu Medeni Bilgiler kitabını Nutuk’la beraber dağıtmalarını tembihliyordu. Şehidin bacısına küfür edip pişkin pişkin sırtan para babalarına sahip çıkıyor, kadınlar üzerinden oy devşirmeye çalışıyor. Ben anladım ki Meral Hanımın ipi ile kuyuya inilmez. Daha dünkü söylemlerinde ‘hu’ çekerek sokak sokak dolaşmasına, başındaki örtüsü ile arklı imaj ve piyar çalışması ile karşımızda iken bugün Medeni Bilgiler kitabına sponsor olması garip bir durum. Bahsi geçen kitabın ilk defa kıymet buluyormuş gibi bir imajla sağa sola dağıtılmasının gerekliliğini kendi tabanına anlatsın. Bu milletin Mustafa Kemal ile bir derdinin olmadığı gibi dinle diyanetle de bir derdi yoktur. Bu kadın niye bu arı kovanına çubuk sokmaya çalışıyor merak ediyorum doğrusu.