LÜTFEN EKELİM

Bir karış bile toprağımız olsa balkonun önünde bahçe kenarında ya da basamak tiplerinde. İlle de Zahire ekmek bakla ekmek zorunda değiliz. Çiçek de olsa çalı grubu da olsa dikelim. Tarlalarımız boş topraklarımız bakir ama hepimiz Büyük şehirlerde bir hengemenin içindeyiz. Sabah bakkala uzattığımız 3 lirayı ekmek için çok görmemize rağmen karşıdaki sana 100 lira verse kendi mamülünden bana bir ekmek ver derse kalacaksınız mal gibi. Mal gibi derken hayvan gibi demedim salak gibi dedim elbete. Bu da bir hakaret sayılır derseniz bizim yaptığımızın yanında hiç kalır derim. Çünkü topraklarımız tarıma elverişli bahçe ve çalı grubundan ziyade arpa buğday çavdar yulaf gibi başaklı daneler un olacak hammaddeler için topraklarımız tarlalarımız bomboş duruyor. Ben memurum dersiniz toprağım tarla tapanın yok derseniz siz de çiçek ekin. Balkonlara kaldırım kenarlarına aklınıza nere gelirse ekin. Hiçbir şey olmasa eliniz alışmış olur balkonunuz güzel olur çevre güzel olur. Tarlasını tapanını bırakıp kurutmuyor diye şehirde paspasçı olmaya çalışan köylü kardeşime de söylüyorum. Bugün mazot pahalı derken eline tırpan almamış tırmık dirgen bağ kem görmemiş adamdan zaten çiftçi olmaz. Öküz ile kara saban yapan insanlar insan değil miydi. Şimdi her şeyi traktöre yaptırıp kendi boş zamanında kahve köşelerinde oturan insanlar için söylüyorum lütfen ekin. Şehirde memurluk görevi yapan insanlar için de söylüyorum lütfen siz de ekin. Gıda sorunu had safhaya gelmişken ekmeği bir başkasından beklemek toplum için bir katkıda bulunmamak tembellik etmek ülkemizin yararına değil. Şahsen ben tarlam olmamasına rağmen harabe yerleri düzeltip kendime güzel bir bahçe yapmaya çalışıyorum. 3-5 tane fideden 4 kilo domatesten 10 kilo patlıcan ve biberden elbette kar etmeyeceğim ama benim de ülke rekoltesi ne bir tüketici olarak üretim adına katkım oldu siz de ekin.