Kusur

Kusur hasar değil, düzeltilmesi gereken elzem haftalardır. Aslında kusur bakış açısıdır. Olaylara kişilere bakarken gördüğümüzde ziyade görmek istediğimizi çağrıştırır beynimiz. Görmek iatediğimizle gördüğümüz arasındaki fark kusurdur işte. Bu birazda kalbi meseledir aslında. Kişi gördüğünden ziyade içindeki, kalbindeki ile hareket edince kusurlar fazlalaşır. Herkes kendini kusursuz yada en zannederken, kendi eksiklerinin de başkaları tarafından kusur sayılacağını düşünmez bile. Gördüğünü farklı algılayıp gözünü silme gereği hissetmediğinden onun için her yer kusur, hat safhada hata vardır etrafta. Konuyla ilgili çok güzel bir hikaye dinlemiştim. Bu konuyu muhteşem açıklar durumdaydı. Hazır konuda açılmışken sizinle paylaşma gereği duydum. Hikayeyi orijinal aktarmak istiyorum. Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar. Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş
Kadın kocasına
– Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor. ‘ demiş.
Kocası ona bakmış, hiçbir sey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.
Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmıs, bak demiş kocasına
– Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?’
Kocası uzun uzun karisina bakmış; Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim’ diye cevap vermiş.

Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce kendi pencerenize bakmak ve ‘iyi’ olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farkına varmalıyız. Böyle yapınca etrafımızdaki kusurların azaldığını, iç dünyamızın renginin değiştiğini göreceğiz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.