Kul kaderini yaşar,
bahtına ne çıkarsa düşmez kalkmaz bir Allah
Unutma sakın evlat.. Demiş müslüm baba. Tabi müslüm babanın ifadesiyle mevcut kader sistemi bir birine benzese de, kader farklı bir olay. Peygamberin dahi kader konusundaki keskin ifadelerine bakılırsa, bizim tahminlerimizin ötesinde, yorumdan ve pimpirikten uzak yorumların dahi yapılamayacağı bir konu bu. Kader nedir, değişirmi, yoksa lahvi mahduzda yazılanı insan yaşamak zorundamı gibi sorulara İslam alimleri temkinli yaklaşsa da, allahın yaratma kuvvet ve kudretini düşününce, bu yazılımda bir değişiklik yapılması elbetteki yaratanın kudreti elinde olduğu kanaati yüksek gelir. Halk arasında bazı inanışlar, bu kanaati kuvvetli kılsada buradaki inisiyatif Allaha aittir. Birisinin ayıbını konuşunca o kusuru kendisininde yaşayacağı, çokladığı yada alay ettiği kişinin amelin mutlaka kendi başınada geleceği, kaderinde böyle bir değişiklik olacağı kanaati tartışılır. Acaba kaderinde bir değişiklik mi, yada kendi kaderininde aynımı olduğu muallak iken, bu söylemlerin kötülüğe yada dedikoduya bir önleme eylemimidir çok kestirilmiş değildir. Birine ithaf ettiğin çirkefin senin yoluna çıkacağı konusundaki hasılı hislerin kaderin iktizasında yeri varımdır bilemem ama, yatarma kudreti elinde olan Allaha yemin ederim ki, o herşeyi yaratmayada, yaratılmışları değiştirmeyede kadirdir. Bize düşen kötü ve çirkefin defi için O’na sığınıp, yardım dilememizdir. Hayrın ve şerrin onun tarafından geldiğine iman ise, bizim imanımızın şartlarından en elzemdir.