Dün çat tarafına bir arkadaşın davetlisi olarak gitmiştik. Gezdik, yedik içtik, eğlendik, soğuk sularından abdest aldık. Dönerken yolda kılarız dedik namazları. Öğlen namazına Yavi mahallesine yetiştik. Biz üç arkadaşız, camiye girdik kimse yok. Sünnetleri kıldık yaşlı bir amca geldi, hoca izinliymiş. Bir o üçte biz cemaat olduk. Namaz sonrası yola koyulduk. İkindiyi Yavi katliamının olduğu kahvehanenin önündeki camide kılmaya karar verdik. Sonra belki Çat’ta kılarız diye devam ettik yola. Yarmak mahallesinden geçerken ezan okundu hemen durduk. Eski bir cami var yolun kenarında girdik hemen kimse yok. 26 yaşlarında bir genç ezan okumayı bitirdi. 13 yaşlarında bir delikanlı da yanında. Sünnetleri kıldık. Anladım ki imam yok. Ben muezinlik için kametledim ama imam yok. Neyse kendi aramızda cemaat olduk tekrar. Namaz sonrası genç bir açıklama yapma gereği duydu bize. Bayramdan önce imam tayin istedi biz de cami sahipsiz kalmasın diye ezan okumaya çalışıyoruz dedi. Bu durum çok içimi yaktı canım yandı adeta. Sabah namazında Eğitim Fakültesinin karşısındaki Muhyiddin Arabî camiinde de kimse yoktu cemaat olarak. Camiler terk edilmiş kovan gibiydi adeta. İnsanlığımdan ve müslümanlar adına Müslümanlığımdan utandım. Sanki Allah bizi camisinden kovmuş müslümanlar giremez diye bir hava var. Kimse yakın olmuyor camiye girmeye. Bu bir mesuliyet, bu bir mecburiyet, bu bir ibadet ve günde 5 ayrı kez çağrılıyoruz. Huzura ve huşuya salah ve felaha davet ediliyoruz. Lütfen kendimizi gözden geçirelim bu konuyu bir gözden geçirelim. Lütfen.