Ahmet Kaya’nın seslendirdiği ve sözleri
Ersin Ergün Keleş’e ait olan popüler
bir şarkı vardır: Beni Tarihle Yargıla...
70’li yılların yakıcı siyasi kavgalarını
anlatan dizeler arasında şair bir idam mahkumunun
son saatlerini tasvire çalışır.
Hayata vedaya hazırlanan idam mahkumu,
“Yedi bölge, dört deniz, yedi iklim, altmış yedi
şehir / Okullar, mahalleler,
köprüler, tren
yolları / Deniz kıyıları,
balıkçı motorları, takalar
/ Asfalt yolları boyu
dizilmiş fabrikalar / Ve
işçiler ve köylüler...”
şeklinde sıralar hoşçakallarını...
Bizim ülkenin durumu
da şu an aynen
böyle... Her yer tıka
basa dolu...
Yedi bölge, 81 vilayet,
okullar, dershaneler,
festivaller, stadyumlar, trenler, metrolar,
otobüsler, marketler ve tabii ki AVM’ler...
Tıka basa dolu her yer...
Maske, mesafe hikâye... Güya kontrol ediliyor
kabilinden yapılan ateş ölçmeler, göstermelik
uyarı yazıları ve HES kontrolleri...
Korona bir tek camide var!
Saflar arası boşluk, maskeler tam tekmil takılı,
farz namaz öncesi uyarılar bile var...
“Muhterem cemaat, safları, işaretlenmiş
yere göre düzenli tutalım, maskeleri nizami bir
şekilde burnumuzun üzerine çekelim...”
Maçlar tıka basa izlenirken, gollere sarmaş
dolaş sarılarak sevinilirken bulaşmayan virüs camide
yan yana durunca niye bulaşıyor arkadaş!
Sizce de bu işte bir terslik yok mu?
İnsanlar zaten namaz hassasiyetine sahip
değil bari huzur bulmaya gelenleri rahat bırakalım
da saflar eskisi gibi sık ve düzgün olsun!