Son günlerin savaş tellalı korona virüsü. Çinde 2500 ün üzerinde, japonyada, çeşitli ülkelerde ve en son iranla ırakta ortaya çıkan, insanların hayatına mal olan elim bir durum. Her bulduğunun tadına bakan çinlilere kalan bir ihale. Yarasadan geçtiği sanılan ve hala bir adı konulamayan bu yeni icat biraz sinsice geliyor bana. Hani mahalle kavgalarında gücü yetmeyenin, intikam amaçlı gücü yetenin tekerini patlatıp, o onunla meşgul olurken yanından geçip sırıtarak kornaya basmasına benziyor gibi. Onun için buna ben korna virüsü diyorum. ABD başkanının “yakında biter” gibi bir söylemi konuya ilişkin değerlendirme kabul edesek, konuyla ilgili olduğu hissi kuvvetleniyor. Hayvanlardan insana, insandan insana bulaştığını kabul edersek, iranın, yaşadıkları ilçeden dahi dışarı çıkmayan, çinle bir irtibatı dahi bulunmayan bir bölgesinde görülmesi de başka bir muamma. Gerçi her nasıl bulaşırsa bulaşsın, çin ve iran bu konuda sınıfta kalmış görünüyor. Özellikle iranın dış dünyayı yanıltıcı, yalan beyanları bu virüs meselesinden çok rejim sorunlarını ve açıklarını kapatma planları gibi bir telaşın ürünü olduğuda aşikar. İrandan sonra ırakta ve yanı başımıza kadar gelen bu belanın nereye kadar gideceği hala muğlak duruken, konuyla çok ilgili görünmeyenlerin neden tuzu kuru olduğuda merak konusu. Dünya ticaret savaşlarında tarz değiştiren, kendileri yerine paralı askerlerin öldüğü, kendi rahatları için masumların kurban edildiği bir düzende bu tarz fırıldaklar çok görülmemeli. Acabaların havada uçuştuğu, çinin dünya bankasındaki parasının, iranın uranyum meselesinin kefeye konulup bu tarz bir silahın çekilmiş olabileceği düşünülmesi gereken ihtimaller arasnda yerini almakta. Çok sağlıklı bigilerin olmadığı resmi kaynaklarda, ülkemize dair endişeleri ve tehdidi bertaraf etmek için hükümet ve sağlık kurumları harıl harıl çalışıyor. Acaba bunlara korna çalan “tekeri patlatan” hain olabilirmi diye düşünüyorum. Yada bu virüs korona değilde korna virüsümüdür. Bekleyip göreceğiz.