İnsan güzel dostlar edinmeli. Ve güzelin dostluğuna (cc) talip olmalı. Güzel olmak, güzel düşünceler ve güzel bir yaşam ile mümkündür. Hadis-i Şerif’te buyrulduğu gibi “Güzel bakan, güzel görür. Güzel gören güzel yaşar. Güzel yaşayan hayatından lezzet alır.” Buradan da anlaşıldığı gibi güzel ile muhataplık ancak güzel olarak ya da güzele talip olmakla mümkün olabilir. Bizleri güzel düşünceye sevk ve rağbet ettirecek insanlara yakın olmalıyız. Olduğu gibi görünen ve göründüğü gibi yaşayan bu insanlar İnsan-ı Kamil’lerdir. Bizim avam anlayışımızın düşünce ve anlayış cephesi başta olmak üzere tüm tıkanıklıklarına Cenab-o Hakkın insanlığa adeta lütfu olan insan-ı Kamil’lerden müsyesna bir şahsiye olan. Hace Yakub-i Sani Hazretleri buyurdular ki; “Takva insanı muhafazaya götürür misal; İnsan sıcaktan korkar, soğuktan korkar, tehlikeden korkar dolayısıyla da kendini ona göre korur. Tedbir alır. Takva “vikaye” kökünden gelir “korunmak” anlamıma gelir.Korunmak niye? Allah’ın azabından korunmak. Çünkü yapmadığın şeylerden dolayı azap var. Takva bu yönde. Biz zannediyoruz yapılması gereken şeyleri yapma. Değil! Takva; yapılmaması gerekenleri yapmamaktır. Onları yapmayarak kendimizi Allah’tan korumaktır. Azabından,ikabından, hesabından korunmaktır takva. Biz diyoruz ki, “Biz çok yapamıyoruz. Bu yüzden biz takva değiliz.” Takva olmamak da bu anlamda ciddi bir suçtur. Takva olmamak da kendini Allah’ın azabına müstehak kılmak demek. Takva olmamak demek, takvaya riayet etmemek demek, cehenneme adım atmak demek.Bu yüzden “...gereği gibi korkun!” buyuruyor Cenab-ı Hak. (İttekullah hakka tukatihi) Allah’tan korkun hem de gereği gibi korkun.Bilinçli bir korku.Öylesine bir korku değil. Öğrendiğimiz korku değil!İşte öğrenmişiz; Allah en büyük o yüzden korkuyoruz. “Allah’tan korkun!” O yüzden çok korkuyoruz. En büyük yalanımızda bu yani(!) Baktığımızda yaşantımızda korkanın hali var mı? “Allah’tan korkuyoruz.” Yalan söylüyoruz. Aramıyoruz, Haram yiyoruz, Namazı terk ediyoruz. “Allah’tan korkuyoruz.” Malayani ile meşgul oluyoruz. Ayağımızı kötü yerlerden kesmiyoruz. “Allah’tan korkuyoruz.” Zulme giriyoruz, kul hakkı yiyoruz.Nasıl bir korku bu.Bu korkuyu sanki hobi haline getirmişiz. Korku bizde zevke dönüşmüş. Allah’tan korktuğumuzu söyleyerek, Allah’ın razı olmadığı herşeyi rahatlıkla yapabiliyoruz. Bir de korkmasak! Allah esirgesin korkmasak ne yapacağımız belli değil. Korktuğumuz halde bu kadar şeyler yapabiliyorsak, korku eşiğini bir de aşsak tutabilene aşk olsun ...”
Evet, şimdi biz bu ifadelere göre kendimizi değerlendirelim. Rahatsızlık duyduk mu? Zira bizim rahatlığımız ancak Hak ile olabilir. Allah bizlere rahatlık versin. Biliyoruz ki biz onunla (cc), habibiyle ve güzel dostlarıyla rahatız. İşte az önce okuduğumuz ve bakış açılarıyla acılı bakışlarımıza mihmandarlık eden Allah dostlarının, meselelere saf,temiz ve yolumuzu aydınlatan nurlu yönlendirişleriyle gözümüzün önünde ve idrakimizde bir başka ufuk belirmektedir. Rabbim bu belirmenin tesirini üzerimizden eksik eylemesin. Allah yar kalpler beraber olsun.
Selam ve dua ile...