KIYMETİNİ BİLİN

Bir babaların gününü daha sessiz geçti. 15 yıl önce vatani görevimi yapmaktaydım. Yaşantım boyunca belki tek pişmanlığımı satırlara dökmek istedim. Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle rahmetli babam konuşma yetisini kaybetmişti. Bir akşam içtima öncesi evi aradım ve telefonu açan babam oldu. Kısık bir ses tonuyla benimle konuşmak istiyordu. Fakat konuşama yetisini kaybettiği için benim konuşmalarıma karşılık veremedi. Maalesef bende telefonu kapatarak içtima için karargâh binasının önüne gittim. Tabi ‘neden telefonu kapattım. En azından biraz bekleyip azda olsa sesini duyabilirdim.’ Diyerek kendimce söyleniyordum. Evet, keşke beklemiş olsaydım. Keşke sesini son bir kez olsun duyabilseydim. Sonrasında ise ailemi her aradığımda ‘hastanede tedavi görüyor.’ bahaneleri üretiliyordu. Tabi babam konuşamadığı için bende ‘tamam’ demekle yetinip, telefonu kapatıyordum. Aklıma farklı şeyler getirmek istemiyordum. Terhis olmama 2-3 ay gibi bir süre kala biraz rahatsızlandım. Abim ve annemden, babamın sesini duymak istediğimi söyledim. Artık ailemde dayanamayacak oldular ki, karargâh komutanıma ulaşıp, babamın vefat ettiğini bildirmişler. Sağ olsunlar branş astsubayım ve karargah komutanım geçirdiğim rahatsızlıktan dolayı beni kafa istirahatine göndereceklerini söylediler. Hiçbir şekilde haber alamadığım babamı kaybetmiştim. Tabi, bana yine bilgi vermediler. Erzurum’a gelince babamı kaybettiğimi ailemden öğrenmiş bulundum. Sonrasında ise ahlar vahlar boşunaydı. Şu hayattaki tek pişmanlığımdır. İçtima ya geç kalabilir, babamın sesini azda olsa duyabilirdim. Ama rahmetli babamın sesine artık tamamen hasret kaldım. Son pişmanlıklar fayda etmiyor. Her şeyin değerini ve kıymetini elinizdeyken ve hayattayken bilin. Baba çınar gibidir, meyvesi olmasa da gölgesi yeter. Ruhun şad, mekânın cennet olsun BABAM…