Kırmızıyız

Tepeden tırnağa kırmızıyız. Al al olmuş, kırmızıya boyanmışız. Hepimiz bayrak, hepimiz vatan, hepimiz al ız. Asker doğmuş, Müslüman öleceğiz. Hamdolsun ki Müslümanız, ve hamdolsun ki Türküz. Bu gün yeniden dünyaya sergilenişimizin yüzüncü yılı, dünyaya gelişimizin bininci yılı. Yoruluruz, dibleniriz farketmez. Dünya bizimle müşerref olalı çok bin yıl oldu aslında. Çok törpüledi ler, köklerimizi kestiler. Ama leylak gibi, gül gidesi gibi topraktan sürgün edip, çıkıverdik çok yerden. Bu coğrafya, bu toprak bizi tanıyor. Bizde bu toprağa Ram olduk. Karışık, yorulduk, hemhal olduk. Belki bu toprağın elementi bizizdir. Demiri, bakırı, inorganik maddeleri, fosforu. Belkide bu topraklar artık Türktür. Ermenisi, fransızı, anlamanı yeşermez bu diyarda. Kim bilir belkide aynıyızdır. Zaten öyle değilimdir, ata yurdumuz burası, soframız burası, yatağanımız buradadır. At sırtında dolaşıp, eğerlerimizi ilintili tutuşumuz ondandır belkide. Yorgun ve hasta imparatorluğun masivaya bıraktığı genç ve dinamik vasileri olarak burda kalmak zorundayız. Mezopotamya herkesin iştahını kabartsa da, herkese iştahı gelmez fırsatın, diclenin. Çok budadılar dallarımızı, kurur sandılar. Ama daha yeşerdik, daha serpikdik anadoluda. Biz anadoluyuz, anadoluda biz. Tatil amaçlı yurt edinmedik ekimleri, nisanları. Takvimin bütün sayfaları bayramdır bizim için. Ne ödün veriririz, nede vaz geçeriz. Biz kırmızıyız, bayrağız, vatansız, Türküz. Şükürler olsun ki biz bi dünyayız.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.