Yazın tozu kışın buzuyla meşhur memleketimizde mevsimim kısa oluşundan dolayı etraf cıvıl cıvıl. Mangal ve severlerin dumanı seyir yerlerini geriliğe boğarken, çocuk cıvıltıları semayı sarıyor. Mesire alanı suni ziyaretgahlar haricinde sahil eksikliğinden kaynaklı su hasreti insanları dere kenarlarına itmekte. Belediyelerin oluşturduğu parklar ve yeşil alanlar şehrin yükünü kaldırmadığından dolayı özel teşebbüslerin çay bahçeleri tercih edilmek zorunda kalınıyor. Sahil kenti olmayışının bedelleri arasında bu sosyal eksikliğinde saymak lazım. Bunlara eyvallah. Ancak bir sıkıntı var ki asılması elzem. Siyasî girişimlerle oluşturulan millet bahçelerinden eser yok hala. Sosyal komplekslerde ihtiyaç listelerinin basında lavabolar gelmektedir. Özellikle bayanlara özel ihtiyaç yerlerinin düşünülmemiş olması büyük bir eksik. Gerek şehrin gerekse piknik alanlarının ince düşünülmemiş eksiklerinin başında bu mesele gelmektedir. Çok yerde şahit olduğum bu meselenin halli sadece yetkililere dair bir mesele değil elbette. Spor komplekslerinde, sosyal alanlarda, bölünmüş yollarda, cami yakınlarında ve buna benzer yaşam alanlarında su ve lavabo ihtiyaçları ince düşünülmesi gereken ücret ve ticarî iştigalden uzak sahiplik meselesi umumî olan özel ve acil meselelerdir. Gerek yabancı gerekse lokal sakinlerin büyük sıkıntı çektikleri bu düşünülmemiş meselenin halli, öncelikle belediyeyeler olmak üzere, mobil uygulamalar yapabilecek özel müteşebbislerin deveye girmeleri gerekmektedir. Eften püften meselelerde her türlü imkanı seferber eden sivil toplum oluşumlarını da bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Hafta sonu tatil keyiflerini kaçıran bu meselenin hallini kısa zamanda bekliyoruz. Her şeye rağmen keyifler hâlâ gıcır.