KAN DÖKME HÜRRİYETİ

Kan dökme hürriyeti, insanın beslenmesiyle
alakalı olduğundan hiçbir ritüelde
yasaklanmamıştır. Toplumların yasalarında
tavuk kesemezsin diye bir şey
bulamazsınız. Her insanın istediği zaman tavuk
kesebilme hürriyeti vardır.
Protein ihtiyacını etten karşılayan insanoğlu
yine de kan dökme hürriyetinde ileri gitmemekle
öğütlenmiştir.
Evet, kan dökebilirsiniz
ama sadece ihtiyacınız
kadar et temin edebilmek
için bunu yapabilirsiniz.
Elinize silah
alarak dağda, bayırda
istediğiniz hayvanı vuramazsınız,
istediğiniz
hayvanı kesemezsiniz.
Protein ihtiyacınızı
karşılamanız helal
bile olsa ne İslam dini
ne de bir başka ritüel
buna müsaade etmez.
Yasalar belirli çerçeveler oluşturarak hayvanları
da korur ve insanın vahşileşmesine müsaade
etmez. Sözkonusu hayvan bile olsa bu böyledir.
Günümüzde kan dökme hürriyeti, kan dökme
çılgınlığına evrildi. İnsanlar ne din tanıyor ne
yasa... Tavuk keser gibi adam kesmeye, dağda
ceylan avlar gibi insan vurmaya başlandı. Karşılığı
bir kaç yıl hapis olunca adam vurmaktan, kadın
öldürmekten kimse çekinmiyor! Katil, “seni
vururum gider paşa paşa yatarım” diyebiliyor.
Mafya vurmakla tehdit edebiliyor. Kimsenin korkusu
kalmamış ne Allah’tan ne kuldan...
Bütün bunları geçen yıl yaşanan ve beş kişinin
ölümüyle sonuçlanan elim olayın davasında
çıkan kavga üzerine yazıyorum. Atların kavgasıyla
tetiklenen bir tartışmada beş can yitirmiş
olmak neden insanların kan dökme aşkını frenlemez!
Elinde silahla adliye kapısında bekleyen
kişi nasıl bir ruh hali taşıyor ki yine insan kanı
dökmenin peşinde koşabiliyor! Bir insanı öldürmekle
bütün insanlığı öldürmenin eşit olduğunu
bilmiyor mu? Bu nasıl rahatlık, bu nasıl bir açlık!
İdam neden geri gelmez? Madem insanın gözünü
toprak doyurur o halde bu kanı da idam durdurur.
Başka yolu yok gibi!