Kader

Türk siyasetinin ve vesayet sisteminin
değiştiği tarih bundan tam 20 yıl
önce oldu. AK Parti’nin kurulması ve
vesayet düzeninin değişmesi 20 yılı
buldu. Tayyip beyin seçilmesi ile başlayan
bu süreçte tam 20 yıldır bir mücadele var.
Vesayet isteyenler ve demokrasi yanlısı
halk...
Askeri beyanlar,
e-muhtıra, 17-25
Aralık süreci, hendek
terörü, 6-7 Temmuz
Olayları ve bir tık üstü
15 Temmuz Savaşı...
Savaş diyorum
ben çünkü ülkenin
gazi meclisi bombalanmış.
Başka bir açıklaması
olabilir mi?
Gezi olaylarını
halk hareketi olarak
kabul etmediğimiz
gibi 15 Temmuz’u da
kalkışma olarak kabul edemeyiz.
Buraya kadar getirilen mücadelenin altında
bir güruhun kabul edemediği bir yenilgi yatmaktadır.
Kendi rahat ve rehavetleri için vazgeçmedikleri,
heba ettikleri ülkenin değerlerini kimseye
yedirmeyenlerin öfkesi hâlâ devam ediyor maalesef.
Maalesef diyorum.
Adam büyük bir sel, deprem ya da ilahi bir
tecelli olan ölümü bekliyor.
Başkan hasta.
Yok yok ölmüş.
Bir adamın mücadelesine Türk siyasi tarihi
şahitlik etmekte. Hem de yanındaki “kardeşlerim”
dedikleri ile karşı karşıya kalsa da...
Ölmediği için oturduğu koltuğun kurşunlanmasına
rağmen hala ayakta.
Ölür mü ölür. Ama ölmesine sevinecek
olanlar maalesef sevinemeyecekler.
Çünkü bir devir kapandı artık.
Vesayet sistemi ve koalisyonlar düzeni bitti.
Yaşasın Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti.