Türkiye NATO’da dün önemli bir adım attı. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için gerekli olan imzayı vermeden önce pazarlık masasından kârlı olarak kalktı. Kârdan kastımız zararımızı tolere etmeydi. Çünkü İsveç ve Finlandiya gibi uç memleketler terörün yuvası ve adeta devlet haline gelmişti. Bize uygulanan silah ambargosu, vermeleri gereken isimler bütün uyarı ve ikazlarımıza rağmen kulak ardı edilirken dünkü pazarlık masasında gıkları bile çıkamadan kuzu kuzu görmek zorunda kaldılar. Dış Dünya bunu sürmanşet yaparken içerideki muhalif adı altında pek de dostluğunu görmediğimiz simalar bunu itibar kaybetme gibi yorumladılar saçma sapan iş tabii ki. Biz çok itibarlı kareler gördük ABD başkanının karşısında 1 milyar dolar için işittiğimiz azar, el pençe divan durmamıza rağmen ellerinin tersiyle ittir git dedikleri günleri de gördük o da bizim itibarımızdı o da bizim başbakanımızdı o da bizim Karaoğlanımızdı. Bu mu itibar? Buna itibar diyorsanız içine tüküreyim. Her dediklerini yaptıkları halde her türlü fırıldak çevirdikleri halde her türlü yavşaklığı ‘bizim çocuklar’ dedikleri aynı cenaha aynı kadrolara aynı anlayışa sahip o günün iktidarına yaptırırken o itibar vardı da bugün dünyanın alkışladığı, sürmanşetine çektiği kazanımlar mı itibar kaybı? Erdoğan düşmanlığı bunların gözünü kör etmekle beraber memlekete düşman da etmiştir; bunlara yazıklar olsun! Fişli, kırmızı pasaportlu bir ton terörist bu memleketten kaçıp İsveç ve Finlandiya gibi ülkelerde Amerikan battaniyeleri altında rüyalar görürken defalarca uyarıp ikaz etmemize rağmen çok da tınlamamışken bugün NATO üyeliği bahanesiyle kapımıza gelen adamlara had bildirmek mi itibarsızlık. Ben buna kazan kazan diyorum. Hem Türkiye kazanmıştır hem de Türk milleti. Çarpık ilişkilerin çarpık demeçleri bizim gerçeğimiz asla değildir. Suriye’de kendi boyu kadar silahla eğitilmeye çalışılan, terörist yapılmaya çalışılan bizim çocuklarımız iken onları ellerinden alacak hamle mi itibarsızlaşmak? Gözümüzün içine baka baka alay edip 50.000 tür silahı bize itibar için mi götürüyorlar? Kuvayı Milliye’den olduğunu söyleyenler memleketin yanı başında kurulan terör devletine malzeme taşırken bu ülkenin itibarı yoktu da şimdi mi oldu bu ülkenin itibarı? Yazıklar olsun. Bu bir hükümet meselesi değil bu bir beka meselesidir. Ayakta kalma, direnme, var olma mücadelesidir. Dün üç kuruşluk adamın önünde el pençe divan duranlar bugün siyaset sahnesinde yoklar ama bize bıraktıkları utanç tablosu hala duvarlarımızda asılı duruyor. Bugünkü kazanımda yarın ülke çocuklarının ellerinde önemli bir koz olarak duracak. Türk’ün gücü, Türk’ün kim olduğu, Türk’ün başarısı bugünden onları korkuturken yarınki inançlı nesillerimiz inşallah bizi kızıl elmaya götürecek. Belki biz olmayacağız ama Türk milleti hep var olacak, ilelebet paydar olacaktır. İnşallah.